19. Bölüm: SAKLI DİLEK"

14.1K 1.4K 2.1K
                                    

Bu bölüme cidden BOL BOL yorum bekliyorum çünkü yazarken aşırı heyecanlandım ve tepkilerinizi görmem lazım... Lafı çok uzatmayayım, hemen bölüme geçelim! ❤️

 Lafı çok uzatmayayım, hemen bölüme geçelim! ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elisa Yıldırım...

Zihnim, birbirinden bağımsız düşüncelere ev sahipliği yaparken karşımdaki genç adama aptal aptal bakmak yerine bir karşılık vermem gerektiğini fark ettiğimde bu düşüncelerden sıyrılıp, "Teşekkür ederim," dedim. "Sen de çok şık ve göz alıcısın."

Çınar duyduklarından hoşnut bir şekilde gülümserken bir eliyle sofrayı işaret etti. Bir tek kuş sütünün olduğu masaya ilerlerken şaşkınlığımı gizleyemedim. Masada yok yoktu.

Çınar oturacağım sandalyeyi çekerken, "Önceki hayatında aşçı falan mıydın?" dedim şaşkınlıkla. Bu kadar kısa sürede bu kadar lezzetli görünen, çeşit çeşit yemek yapabilmesini sağlayan ustalık karşısında diz çökmek gerekirdi.

Çınar yuvarlak masada karşımda otururken bana adeta bir sanat eserine bakıyormuş gibi bakıyordu. Gözlerinde insanı yücelten, yoğun bir hayranlık vardı. Bana böyle baktığı her saniye boyunca yüreğim artan bir heyecanla çırpınıyordu. Açıkçası bir erkeğin böyle saf, kötülükten uzak bakışlarla bana bakması hoşuma gitmişti ancak o erkek Çınar olmasa hâlimden bu kadar memnun olur muydum, emin değilim.

Birbirimize aptal aptal, hafif bir gülümseme eşliğinde baktığımızı fark ettiğimizde bakışlarımızı aynı anda kaçırıp önümüzdeki yemeklere odaklandık. Birkaç dakika boyunca çıkan tek ses tabaklara sürtünen çatal bıçak sesiydi.

Uzayıp giden sessizlik Çınar tarafından bozuldu. "Duru seni sevdi."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Sana bir şey mi söyledi?"

Omuz silkerken umursamaz göründü ancak kız kardeşiyle aramdaki iletişimin güçlenmesinin onu memnun ettiğini hissedebiliyordum. "Bir şey söylemesine gerek yok ki," dedi tabağındaki eti bıçağından ayırırken. "Ben onun abisiyim. Ne düşündüğünü gözlerinden okuyabiliyorum."

Duyduklarımdan hoşnut bir şekilde gülümsedim. "Tatlı bir kız," dedim genç kız hakkındaki düşüncelerimi dile getirerek. "Zaman zaman sinir bozucu olabiliyor ama sadece sana öyle davrandığı için bana tatlı geliyor."

Çınar hafifçe kıkırdadı. Gülümsemesi insanın ruhunu pamuklara saracak kadar yumuşaktı. "Onunla biraz daha zaman geçir ve seni psikologluk edişini izle."

Nedense Duru'yu savunma ihtiyacı hissettim. "Mizacı sana pek benziyor aslında. Hem söyler misin, bu kız sana böyle düşündürecek ne yaptı?"

Çınar sanki bu soruyu bekliyormuş gibi ofladı. Sanki bardağı taşıran tek bir damlaya ihtiyacı vardı ve o damlayı altın tepside sunmuştum. "Erkek seçimleri beni deli ediyor." Daha sormadan anlatmaya başladı. "Bu bir çocukla çıkıyordu," dedi. "Adı Ufuk'tu sanırım. Her neyse, çocuk zibidinin tekiydi. Tek bir fotoğrafından anlamıştım ne mal olduğunu. Duru'yu da uyardım ancak beni dinlemedi. En sonunda aldatıldığını öğrendi."

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin