34. Bölüm: "KARANLIK ÇÖKÜNCE"

13.4K 1.2K 1.4K
                                    

Selamlar!

Bölümlerin hızlı gelmesi için oy vermeyi ve satır aralarına bool bol yorum yapmayı lütfen unutmayın. Sizlerin yorumları yazma hevesimi arttırıyor 🥹❤️

İyi okumalar!

34. Bölüm: "Karanlık Çökünce"

 Bölüm: "Karanlık Çökünce"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O Sırada Yekta Arslan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



O Sırada Yekta Arslan...

Güneş batmaya yaklaştığında Duru'yla birlikte kendimizi evlerinin arka bahçesinde, yerin altında yer alan kafeslere tıkmıştık. Buraya adım atar atmaz buradan, her gece bir hayvan gibi kafese tıkılmaktan nefret etmiştim ama hislerimi Duru'yla paylaşmadım. Bu aptallığı bir kere yapmış, onu yeterince incitmiştim zaten. Neyse ki aynı durumda olduğumuz için bana alınmamıştı. Yine de bizi bir hayvan olarak nitelendirmem onun canını fazlasıyla sıkmıştı.

Kafesin kapısını kilitledikten sonra anahtarı olabildiğince uzağımıza attık fakat bu hareketimiz yersiz geldi. Vahşi bir hayvan sükûnet içinde anahtar aramazdı. Fakat Duru önlem almaktan zarar gelmeyeceğini düşünüyordu.

Yerde öylece otururken bakışlarım sağ tarafımdaki Duru'ya kaydı. Kendi bölmesinde benden olabildiğince uzağa oturmuş, ayaklarını kendine çekmiş ve kollarını dizlerine yaslamıştı. Bakışları uzaklara dalıyor, zaman zaman düşünceli bir ifadeyle dudağını ısırıyordu.

Bir an kendimi onu incelerken buldum. Koyu kahverengi saçları o kadar sağlıklı görünüyordu ki sanki ışıldıyordu. Kahverengi gözleri neredeyse tamamen karanlık bir ortamda olduğumuzdan olsa gerek koyulaşmıştı. Ne çok zayıf bir kadındı ne de şişmandı. Güzel, hokka bir burnu vardı.

Duru ona diktiğim bakışlarımı yakalayıp kaşlarını çattı. "Neden bakıyorsun?"

"Bakacak başka kabir şeyim yok çünkü."

Öfkeyle mırıldanıp bakışlarını kaçırdı. Ondan yayılan enerjiyi öyle kuvvetli hissediyordum ki sanki duyguları sadece onu değil, beni de sarmalıyordu. Bu aynı ortamda olduğum birinin duygu değişimini incelemeye benzemiyordu. Bu başka bir şeydi, çok başka.

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin