21. Bölüm: "VEDA"

13K 1.3K 947
                                    

Selamlar canlarım. satır aralarına oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın 🌸

21. Bölüm: "Veda"

Dış kapının açılma sesi duyuldu ve hemen ardından Çınar'ın boğuk sesi kulaklarımı doldurdu: "Hoş geldin, baba."

Tok ve kendinden emin bir erkek sesi karşılık verdi: "Hoş buldum, Çınar."

Dudaklarım hayretle aralanırken derin bir nefes koyuverdim. Çınar babasından, çocuklarına olan düşkünlüğünden ve söz konusu onların güvenliği olduğunda bir başkasını gözünü kırpmadan harcayabilecek bir adam olduğundan bahsetmişti. Bu yüzden beni babasından saklıyordu, bildiklerim oğlu ve kızı için son derece sarsıcı bir tehdit oluşturuyordu.

Ve şimdi, o adamla aynı çatı altındaydım.

Yaşlı adamın sevecen sesi yükseldi. "Ne zamandır ortalarda yoksun oğlum, özlettin kendini."

Çınar'ın kıkırdadığını duydum ancak bu öyle bir gülüştü ki sahte olduğunu onu görmesem de anlayabilirdim. "Kusura bakma baba. Şu sıralar kafam çok dolu, vaktimin çoğunu kendimi eve hapsederek geçiriyorum."

"Zamane gençleri," diye söylendi Çınar'ın babası. "Bazen ailelerini kolaylıkla unutabiliyorlar."

İkisi bir müddet daha havadan sudan sohbet etti. İkisini dinlerken şahit olmamam gereken bir sohbete, baba oğulun özel ânına tanıklık ediyormuşum gibi hissettim ve bu durum beni son derece rahatsız etti. Öte yandan ses yapma korkusu etrafımı öylesine sarmıştı ki hareket etmekten çekinir olmuştum.

Odama geçmeye cesaret etmek üzereydim ki Çınar'ın babasının sesi olduğum yere kök salmışım gibi donup kalmama sebep oldu.

"Duru'nun durumundan kimse haberdar değil, değil mi?" diye sordu sanki içine doğmuş gibi. Parmak uçlarım buz keserken ensemdeki tüyler diken diken oldu. "Herhangi bir değişiklik olmamıştır umarım."

Çınar'ın sesi son derece kontrollüydü ancak onu birazcık tanıyorsam şu an son derece tedirgindi. "Elbette kimse haberdar değil," dedi rahatlıkla. "Neden birden böyle bir soru sorma ihtiyacı hissettin ki?"

Çınar'ın babası son derece sakin bir tonla konuşuyordu. "Hiç, öylesine sordum."

"Merak etme," dedi Çınar. "Bir şey olsa seninle mutlaka paylaşmaz mıydım?"

Yaşlı adamın gülümsediğini sesinden bile anlamak mümkündü. "Elbette paylaşırdın. Sana güvenim sonsuz, biliyorsun."

Çınar'ın hayal kırıklığı aramızdaki mesafelere rağmen yüreğimde âdeta nefes aldı.

İki adam biraz daha konuşurken daha fazla bu sohbete şahit olmak istemedim. Çınar'ın benim yüzümden düştüğü duruma tanıklık ettiğim her geçen saniye sanki bir günah işlemişim gibi nefesim daralıyordu. Hiçbir suçum olmadığını bilmeme rağmen hislerime engel olamamak canımı sıktı.

Parmak uçlarımda odama ilerleyip son derece yavaş hareketlerle kapıyı kapadım ve yatağa oturup pencerenin ardındaki eşsiz doğa manzarasını incelemeye koyuldum. Dışarısı adeta ünlü ressamların tablolarından fırlamış gibiydi. O kadar kusursuz görünüyordu ki başka ruh hâlinde olsam bu manzaranın aşıladığı huzurun tadını mutlulukla çıkarırdım ancak Çınar'ı düşünmekten başka bir şeye odaklanamıyordum.

Ailesine ne kadar düşkün olduğunu, kız kardeşini korumak için canla başla nasıl çabaladığını ve bu yolda yapması gerekenlerle etik kuralları arasında nasıl sıkışıp parçalara ayrıldığını çok iyi biliyordum. Şimdiyse babasına yalan söylemek ve onun kendisine nasıl güvendiğini işitmek zorudaydı.

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin