31- SEN, BEN VE DAHA NELER!

5.8K 350 165
                                    

Dolu ve gümbürtülü bir bölüm sizi bekliyor! 🤤 Bol yorum yapmayı ihmal etmeyiniz. 💌

31- SEN, BEN VE DAHA NELER!

"Evlen benimle."

NE? NE? NE? NE? NE? NE? NE?

Dakikalar akıp zamanı ilerletirken açık kalmış ağzımla Barış'a bakıyordum. Bende olmayan gözleri bir süre sonra bana dönmüş, durumumu kestirmeye çalışıyordu. Yanlışlıkla söylemiş gibi o da dediklerinin şokundaydı.

Gözümü bile kırpamadığım bir sürecin sonunda beynimin gevşediğini hissettim, ufak gülüşler dudaklarımdan dökülmeye başladı. Giderek arttıklarında tamamen kahkahadan ibaretlerdi.

Başım geriye düşerken pancara döndüğüme emindim. Gözlerimden yaş gelmeye başladığında elimin tersiyle onları silerek doğruldum ve bozuntuya vermeden ifadesini sabit tutmaya çalışan Barış'ı inceledim.

Derin bir iç çektikten sonra "Hiç güleceğim yoktu ya, sen böyle şakalar yapabiliyordun madem niye otuz sene bekledin Barbar?" dedim.

Cümlemin sonunda kahkahalarım tekrar nüksetti. Barış ihtiyatla beklemeye devam ederken onun da sinirlerinin bozulduğunu birkaç kez isterikçe gülüp kendini tutmasıyla anladım. Yine de benim kadar gülmemiş olması beni şüpheye düşürürken çehrem ciddileşmeye başladı.

Alt dudağını dişlemiş başı eğik beklediğini idrak ettiğimde bir şaşkınlık nidasının dudaklarımdan dökülmesini engelleyemedim.

"Sen... Sen ciddi değilsin... Değil mi? Barış?"

Berrak bakışlarını son bir cesaretle bana kaldırdı.

BU ADAM ŞU AN NEDEN HER ZAMANKİNDEN DAHA CİDDİ DURUYOR?

"Bir şey yok, bir şey yok, bir şey yok..."

Başımı iki yana sallayarak gözlerimi yumdum ve ayaklandım. Karşısında volta atıp nefesimi düzene sokmaya koyuldum. Kalbimin attığı deparlar hiç yardımcı olmuyordu. Tam önünde durup tak diye gözlerimi açtım.

"Ben anlamıyorum. Ben şu anda... bilmiyorum. Ne oluyor? Rüya falan mı bu? Bir şey söyle."

"Değil, Firuze. Oldukça ciddiyim."

Kaşlarım kendileriyle birlikte dudaklarımın kenarlarını da havalandırdı.

"Oldukça mı ciddisin?"

Başıyla onayladı.

Elimi alnıma yerleştirip ovarken en az on kez bir duvara döndüm, bir tekrar ona baktım. Sırıtırken ağzımdan çıkan bir sonraki şey sadece "Ne?" oldu.

"Neden bu kadar garip bir tepki verdin bilmiyorum."

Ellerimle ağzımı kapatıp gülüşümü gizlerken ona doğru eğildim ve boğuk çıkan sesimle "NE?" diye yükseldim.

Ellerimi indirip parmaklarımı burnunun dibinde şıklattım.

"Sen yolda aklını mı düşürdün? Beyefendinin hâllere bak! Her gün evleniyor musun sen böyle? Ek gelir mi bu?"

Ayağa kalkıp karşımda dikildiğinde boynum epey geriye bükülmek zorunda kaldı.

"Artık normal değilsin sen, otur bir sakinleş. Su getireyim."

Gideceği anda bileğine sarılıp durdurdum.

"Yo, yo. Su falan istemiyorum. A-açıkla bana. O neydi öyle? Evlen mi benimle? Evleneyim mi seninle?"

TURKUAZ AYNASIZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin