32- GERBERA GÜNCESİ'NDEN BİR KESİT
01.04.2005 / Cuma
Balıkesir, EdremitKaldığımız pansüyona gelir gelmez yazmaya geldim çünkü bir sürü şey oldu ve hiçbirini unutmak istemiyorum!
Bu hafta hiçbirimiz okula gitmedik, bahar tatili yapalım dedik. Yani Melin Teyze dedi, biz de hayır diyemezdik. Ki okula gitmek istemiyordum zaten. İyi oldu. Bu hafta Kübra'yla da görüşemedim. Bu iyi mi kötü mü oldu henüz bilmiyorum.
Üç gündür burada yürüyüşler yapıp bir yerlere giriyoruz, denizi izliyoruz ve serin de olsa yüzüyoruz. Gördüğümüz şeylere takılıp vakit geçiriyoruz. Böyle anlarda annemlerin eksikliğini daha az hissediyorum. Özellikle de babamın. Çünkü onlarla hiç böyle şeyler yapmazdık. Yaptığımız şeyleri başkalarıyla yapıyormuşum gibi olmadığı için birazcık tadını çıkarabiliyorum. Her şey benim için yeni. Bazı günler uyandığımda kendi yatağımdaymışım gibi hissediyorum ama gözümü açtığımda Barış'ın galaksili posterini görüyorum.
Bugün de değişiklik olsun diye pikniğe gittik. Acayip perimsi bir yerdi. Yeşil, sulu ve uğur böcekli. Güneş vurduğu her şeye parıltı bırakıyordu. Dalıp gitmemek için kendimi zorlamam gerekti. Rüzgârın saçlarımı uçuşturması çok hoşuma gittiği için bilerek o yöne dönüp oturuyordum. Melin Teyze de bize yaptığı tatlıdan çıkarıp dağıtmaya başladı. Bu esnada Umut'la bir akrabaları hakkında konuşuyorlardı. Araba alacak parası yokmuş ama iki ev falan almış. Neyse, tatlının adı bir tuhaf. Bir ara Barış'ın sinirlenmesinden hoşlandığım için yanlış söylemeye devam ettim ama gerçekten zor bir ismi var. Seni yine bekleteceğim.
...............
Höşmerim! Böyle. Barış'ı yine sinirlendirip geldim. Acayip keyifli bir şey.
Anlatmaya devam ediyorum.
Ben yemeden önce kokladım ve adını sordum. Melin Teyze de söyledi ama anlamadım. Yine de anlamış gibi yaptım. Ama Barış anlamadığımı anlayıp diretti.
"Höşmerim." dedi.
Kaşlarımı kaldırıp "Hemşerim?" dedim. Geçenlerde öğretmenlerden biri de çay içerken öbürüne böyle seslenmişti. Çayın yanında tatlı iyi gider mi diyorlardı?
"Hayır. Höş-merim."
"Höş-yerim."
"Merim."
"Merim." (Bundan sonrasını bilerek devam ettirdim.)
"Höşmerim."
"Hoşyerim."
Çatalını bırakıp bana inanamayarak altı saniye falan baktı. Sonra tekrar "Höşmerim." dedi.
"Hemşirem." dedim. Aynı anda da tatlımı yiyordum. Tadı çok iyiydi. Eğer utanmazsam bir gün Melin Teyze'den tekrar yapmasını isteyebilirim. Yapar diye düşünüyorum. Ya da ben büyüdüğümde tarifini alıp kendime yapabilirim.
Barış artık gözlerini garip bir şey yapıp pes ederek dönünce gülmeye başladım. Umut da annesine bakıp bizimle dalga geçiyordu.
(Sana ufak bir sır vereceğim. Böyle anlarda, bazen, kendimi onlara ait hissediyorum. Onlar da benimmiş gibi oluyor. Onları mutlu ediyormuşum gibi geliyor ve bu fikir de beni mutlu ediyor. Umarım onları mutlu ediyorumdur.)
Bir süre geçtikten sonra canım... sıkılmaya başladı... Korkma, perende atmaya çalışmadım.
Hatta hiçbir şey yapmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURKUAZ AYNASIZ | Yarı Texting
Storie d'amoreYeni haber için emniyete uğrayan bir polis-adliye muhabiri ve meşguliyeti had safhada, bir başkomiser olarak karşılaştığı çocukluk aşkı. Bugünlerde, çocukken besledikleri aşktan eser kalmadığını sanıp birbirlerinden pek haz etmeyerek hayatta kalmaya...