64- SON, SADECE VARILAN BİR NOKTA MIDIR?

4.4K 302 116
                                    

64- SON, SADECE VARILAN BİR NOKTA MIDIR?

İlayda Turan, görünmezdi.

Görmezden gelmeyi de böyle öğrenmişti.

Kimsenin ilgisini çekmeyen ve çekmemesi gereken sarmaşıkla kaplanmış, köşede unutulan eski bir kuyuydu.

En azından o, kendini buna indirgemişti. Layık olduğunu düşündüğü konum buydu.

Fırat'ın onu koyduğu konumun oldukça zıddıydı.

En dayanılmaz nokta ise, İlayda'nın farkında olmasıydı. Muhtemelen Fırat da İlayda'nın farkında olup tepki vermemesinin farkındaydı. Onu kırma ihtimali İlayda'nın içini kemirse de pes etmeyecekti.

Çünkü kalbi oyun hamuru değildi.

Ve bir daha kim olursa olsun, oynanmasına izin vermeyecekti.

İlayda'nın ekibe dahil olduğu gün, Fırat'ı ilk görüşünden beri kendisine sayıkladıklarıydı bunlar. O gün Fırat'ın hiçbir farkı olmadığını düşünmüştü. Ukala gülüşüyle, değişmezdi. Ertesi gün kibarlığının kılıf olduğunu düşünmüştü. Sonraki günlerde saflığının sahtelik, yakışıklılığının taktik, itaatkârlığının poz ve akıllılığının şans olduğunu düşünmüştü.

Bu günlerde düşündüğü tek şey, o korkunç olasılığın gerçek olabileceğiydi: Fırat, hayali kurulan o kusursuz adam olabilirdi. Sevilmesi ve değeri bilinmesi gereken biriydi. İlayda bunun için gönüllü olma isteğini hınçla en dibe gömüyordu. Fırat, hak ettiğini ona yaşatacak bir kadını bulmalıydı.

O kadın kesinlikle İlayda değildi.

İlayda'nın yaşatacağı tek şey bıkkınlık, pişmanlık ve değersizlik olurdu. O böyle söylemişti, insanlar böyle söylemişti. Çünkü kendisine yaşattığı buydu. Bir başkasına daha iyisini yaşatamazdı.

Tırnaklarıyla oynadığını idrak ettiği anda parmaklarını durdurup ellerini katı bir şekilde dizlerine koydu. Derin bir nefes alıp başını cama çevirerek şoför koltuğuna geçen Fırat'a bakmadı.

Önce parfümü, sonra varlığı tenini yakarken ifadesini dümdüz tutuyordu.

"Tamam mısın?" diye sordu Fırat yumuşak telaffuzuyla.

"Evet."

Bu kadar. Klasik.

Başka bir şey sormadan motoru çalıştırıp vitesi taktı ve trafik gürültüsü dışında çıt çıkmadan Karina Yakovna'nın Emirgan'daki ufak yalısına vardıklarında ilk inen İlayda oldu. Dosdoğru kapıya yürürken peşinden gelen tok adımların sesini duyabiliyordu.

Kapının önüne vardığında çoktan yetişip önüne geçmiş olan Fırat'ın yanında durdu.

"Ekipler hâlâ gelmemiş." diyerek sormaktan ziyade belirtti.

Deri ceketinin yakasını düzelten Fırat yola göz attı. Kaşları anlayışla bükülürken gözlerini kıstı.

"Varmak üzerelerdir. Bekleyelim."

Karina'yı emniyette ağırlamak yerine konfor alanında kadını daha fazla konuşturabilmek amacıyla evine gelmeyi kabul etmişlerdi. Destek ekip olası bir sorun ihtimaline karşı güvenlik çemberi oluşturacaktı.

İlayda ağzını açtığı an resmi araç yolun başında göründü ve Fırat telsizinden komut verdikten sonra cep telefonundan Berkay'a mesaj atarak içeri gelmesini söyleyip kapıyı sakince çaldı.

Karina Yakovna, esas rengi beyaza çalan fakat artık sahi beyazların yerleştiği sarı saçlarını sıkı bir topuzla tepesine toplamış, sırtına yün hırka almıştı.

TURKUAZ AYNASIZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin