Dağları yıktılar

5.9K 277 33
                                    

İki gün geçmişti.Hücreden çıktıkları andan itibaren ela gözler ona dönüp bakmamıştı.Kaç kez karşı karşıya gelmelerine rağmen Seyit verdiği sözü bozmadı.Onur her fırsatta ona bakıyordu.Bazen sesini duyup içten içe rahatlıyordu.Bu kadar mı yalnızdı Onur?Yoksa bu kadar mı muhtaçtı ona?Çözemiyordu.Derin bir nefes verip kahvaltıya oturdu.Bu sabah onu davet eden Asaftı.Bilerek Seyitin karşısına oturmuştu.Gözlerini ondan çekmiyor ve her hareketini izlemişti.Ancak yok,ela gözler dönüp ona bakmıyordu bile.

"Bir şey yesene,tabağın boş."

Asaf Onurun tabağına bakıp dudaklarını büzdü.Acaba sucuklu yumurtayı beğenmemiş miydi?

"Çay yeterli.Teşekkür ederim."

Onur gülümseyip çayını yudumladı.Seyitin yemek yiyişini sırıtarak izlemişti.Şimdi anlaşılıyordu bu kadar kas nasıl yapıldı.

"Onur,biliyorum bu konuda hassassın ama...Bu gün beni sevgilim ziyarete gelecek.Parfümünü kullansam olur mu?"

"Sorun değilde,senin sevgilin mi vardı?"

"Çıkıyoruz 4 yıldır.Burdan çıktıktan sonra düğün yapacaz."

Onur Asafın keyiflenen yüzüne bakıp sırıttı.Asafın bile sevgilisi vardı.Kahkaha atmamak için zor tutmuştu kendini.

"Damatlık dikerim sana.Hediyem olsun."

"Sen mi?"

Seyit kaşlarını çatarak Onura bakmıştı.Gerçekten,Onurun mesleği neydi?Ela gözleri sonunda üzerine almıştı.

"Evet ben.Kendime ait atölyem var.Yaparız sana bir şeyler."

"Harbi mi lan!?Sarılayım mı sana?"

"Gerek yok.Yemeğini ye."

Onur bakışlarını Seyite çevirip gözlerine baktı.İki gündür ne kadar özlediğini farketmişti.Belkide özlem değildi bu.Varlığına alışmış,şimdide boşluğa düşmüştü.

"Ama biraz beklemen gerekecek.Malum,elim kırık."

Seyit gözlerini kapatıp masadan kalktı.Sofradaki herkes konunun kime ait olduğunu biliyordu.Bu yüzden kimse bir şey söylememişti.

"Onur Can Kaya.Avukatın geldi."

Yarın duruşması vardı.Sonunda burdan çıkacağı için içi içine sığmıyordu.Hızlı adımlarla yürüyüp odaya geçti.

"Onur bey."

"Asyanın ifadesini aldın mı?"

"Onur bey,üzülerek söylüyorum lakin...Asya hanım ifadesini değiştirmedi."

Duyduklarını sorguladı.Asyanın onun yapmadığını bilmesine rağmen ifadeyi değiştirmemesi imkansızdı.

"S-saçma.Konuştuk biz!"

"Bende Asya hanımla görüştüm efendim.İfadesini kesinlikle değiştirmeyeceğini ve incir ağaçlarının çiçek açmadığını söyledi."

Hani yakmıştılar ya gençliğinizi.Onur yanmak nedir şimdi anlıyordu.Kaybetmek nedir,kapana kısılıp çıkamamak nedir anladı artık.Bu karanlıktan daha korkunçtu.Her karanlığa bir gün bir ışık doğar.Keşke bu da bir karanlık olsaydı diye geçirdi içinden.Güvendiğimiz dağlar yıkılmış biz ise ayakta durmaya çalışıyorduk.



Asyammmm,minik kuzum naptın





Elimdeki kanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin