Uyarı

6.7K 349 12
                                    

Biri yatakta,diğeri yerde oturmuştu.Seyit her nefes aldığında yalnız olmadığı için rahatlıyordu Onur.

"Daha ne kadar orda oturmayı düşünüyorsun?"

"Seninle aynı yatağa girmemi mi bekliyorsun?"

Aldığı cevap Seyiti şaşırtmıştı.Aslında Onurun cevabı garip değildi.Ancak hayalini kurduğunda istemsizce yutkunmuştu.

"Altıma yatmanı istemedim."

"Evli kişiler tercihim değil."

"Evli değilim."

"Yinede tercihim değ-"

Yatakta oturan adama baktı aniden.Neden konuştuklarını anlamıyor muydu?Yoksa bilerek mi böyle cevaplar veriyordu?

"Kızının annesine ne oldu?"

Seyit ona baktığında bakışlarını çekti.Önündeki kapıya bakıp içten içe kendine kızdı.Niye merak ediyorsa...

"Anneyi kurtaramadı doktor.Bir Melisayı kaybederken diğeri doğdu."

Rahmetli eşinin ismini kızına vermişti.Dolan gözlerini kaçıran Seyite bakıp başını öne eğdi Onur.Bu yüzden kızının ismini bir tecavüzcü ansın istemiyordu.

"Çok mu sevdin?Eşini yani.."

"Çok seviyorum."

Seviyor...O mezarda bir cansız beden birde kendi kalbi vardı.Kızına ne kadar iyi baba olsada eşinin yerini tutamayacağını biliyordu.Annesinin ısrarlarına rağmen yeniden evlenmemişti.Kızıyla hep kendisi ilgilenirdi.Kadere bak şimdi onu göremiyordu bile.

"Sen peki Asyayı sevdin mi?"

Kalbine sordu Onur.Hadi cevaplada cevap vereyim diye.Ama bir cavap alamadı.Asyayla yaşadığı mutlu günlerini hatırladı.Aşkla mı yaşandı o günler?

"Ben bilmiyorum.Sevmek nasıl bir şey bilmiyorum.Tek bildiğim, suçlu çıksam bile Asyanın peşinden gideceğim.Onu yalnız bırakmam.Eğer bu aşksa..."

Onay bekleyerek Seyite baktı.Karanlık hücreyi aydınlatan dışarıda yanan ışık olmuştu.Onur Seyitin morarmış sol yanağına baktı.Sağ tarafına vurduğundan emindi.

"Başka biriyle mi kavga ettin?"

Koğuşta ondan başka kimsenin Seyitle bir derdi yoktu.Seyit uzun zamandır aklını kurcalayan o soruyu sordu Onura.

"Ahmeti nerden tanıyorsun?"

"Seni nerden tanıyorsam onu da ordan tanıyorum."

"O seni daha iyi tanıyor bence.İlgisi var sana."

Biliyordu,ancak hemen emin olamamıştı.Çocuğun ona yaklaştığında hızlanan kalbini duymuştu bir kere.Korkudan olduğunu sanıyordu.

"Çocuk o."

"Çocuk olmasa kabul mu edecektin?"

"Sana ne lan sikik herif?"

"Doğru konuş."

Seyit ayağa kalktığında Onurda kalktı.Alışık değildi Seyitin sakin hallerine.Kızdırmıştı yine boğayı.

"Senin sikik düşüncelerini duymak istemiyorum.Kendine sakla."

"Belli zaten.Onun seni sikmesi daha hoşuna gider çünkü!"

"Ne diyorsun lan sen!"

Onur Seyitin yakasını kavrayıp dişlerini sıktı.Zaten eli acıyordu,bir yumruk daha atamazdı suratına.

"O kıza acımadın mı lan!Madem sik seviyordun-"

"Sakın!"

Sinirden tüm bedeni titriyordu.İşte bu yüzden kendi kimliğini kabul etmek istemiyordu.Çünkü en büyük zaafıydı.

"Sakın!Kızın babasınıda toprağa koysun istemem."

Seyit geriye doğru bir kaç adım atıp ondan uzaklaştı.Onurun gözlerinde ilk defa bu kadar kararlılık görüyordu ve bu hiç hoşuna gitmemişti.

"Alttan alıyorsam verdiğim söz yüzündendir.Ama sabrımı fazla sınama Onur Can Kaya."

İpler geriliyordu.Onur elinden bir kaza çıkmasın diye sakinleşmeye çalışıyordu.Aynı hücrede nasıl olacaksa artık.



Elimdeki kanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin