Yine buluştu dudaklarımız

6K 266 15
                                    

"Karar!Mahkeme 28 kasıma erteleniyor!"

Bir kez daha bileğine takılan kelepçelere baktı.Son kez dedi içinden.Son kez...

"Baba.Asyaya sahip çık.Lütfen."

"Şimdiden bu haldesin.İlerde nasıl olacaksın bilmiyorum.Kendin halledeceksin diye karışmadım, ama ben bilirdim o çocuğu çıktığı yere sokmasını!"

"Belli ki arkası çok güçlü.Burnumun dibine kadar geldi.Bu yüzden uzak dur şimdilik.Benden haber bekle."

Hayatındaki en büyük şansı babası olabilirdi.Annesiyle yıllar önce ayrılmıştılar.Buna bakmayarak annesini ara sıra ziyarete gidiyordu.Duruşmanın ertelenmesini kendisi istemişti.Herşey planına göre giderse eğer Ahmetle yine karşılaşacaktı.O çocuğun onun için tekrar gelmesini sağlayacaktı.

"Çıkarın lan beni burdan!Kızımı getirin bana!"

Seyitin çığlıklarını duyunca adımlarını hızlandırdı.Tüm koğuş sesiyle inliyordu.Boğaya ne olmuştu?

"Asaf,ne oluyor?"

Onuru görünce yanaklarından akan yaşı sildi.

"Seyitin kızı...Dedesi kızın velayetini almış."

Onur kaşları havalanmış bir şekilde kapıya baktı.Derin bir nefes verip yumruklarını sıktı.Olan yine Asafa olacaktı.

"Kusura bakma Asaf."

"N-ne?"

Daha ne olduğunu anlamadan Onur yakasını kavrayıp kafa atmıştı ona.Aldığı darbeyle geri sendelemişti.Kanayan burnuna bakıp Onurun yüzüne yumruğunu geçirdi.

"Neden hep beni dövüyorsunuz lan?!"

Onur yere yığılınca üstüne çıkmıştı.

"Yanımda sen vardın!"

Kahkaha atıp Asaftan gelen yumrukları kabul etti.İşin sonunda hücreye gitmek vardı sonuçta.


"Gardiyan!Çıkar beni burdan!O piçi aramam lazım!Lan çıkarın beni burdan!"

Bu artık kızını göremeyeceği anlamına geliyordu.Koğuşu yıktıktan sonra hücreye kapatılmıştı.

"GARDİYAN-"

Kapı açılınca susmuştu.Onurun içeri girdiğini görünce kaşlarını çattı.

"Bir rahat vermiyorsun!"

Onur yatağa oturup sırtını duvara yasladı.Ela gözlere dikkatle baktı.Kızı için ne kadar endişelendiğini görmüştü.Bir babayı bu duruma sokmak hangi yüreğe sığar?

"Ne işin var burda?"

"Hep sen mi peşimden geleceksin?"

"Duruşman?"

"Ertelendi.Delil yetersizliği diyelim."

Seyit onu onaylayıp yere oturdu.Onur gibi sırtını duvara yaslayıp gözlerine baktı.Bedenini ele geçiren siniri yok olmaya başlamıştı.

"Sana söyledim artık sana yaklaşmam, rahat nefes alabilirsin."

"Hahah!Sen burnumun dibindeyken bile ben rahatlıkla nefes alıyordum!Geldim çünkü..."

Gözlerini elalardan kaçırıp sustu.Ne diyeceğini bilmiyordu.Belkide söylemek istediklerinden korkuyordu.

"Endişelendim.Kendine bir şey yaparsın diye."

"Siktir et."

"Harbi salaksın lan sen!Böyle yaparak kızını evine getiremezsin!"

"Doğru!Senin gibi bir anda karar veremiyorum kusura bakma!"

Onur sinirle ayağa kalktı.Seyitin yakasını kavrayıp ayağa kaldırdı.

"Sana ne verdiğim karardan!"

"Sana ne benden!Git gel yapacağın biri değilim sik kafalı!"

"Sana gelen kim!"

Seyit Onurun yanağındaki ize baktı.Kavga çıkarmadan buraya gelmesi imkansızdı.

"Sen hiç aynaya baktın mı?"

"Sikerim tavrını lan!Daha iki gün önce benden kaçan kim?"

"Sen istedin!"

Aralarında mesafe diye bir şey kalmamıştı artık.İkisi fark ettiğinde yutkunarak birbirine bakmıştı.Bakışlarını Onurun dudaklarına indirmemek için direniyordu Seyit.Artık ona adım atmayacaktı.

"Siktir!"

Onur ince dudaklarını dolgun dudaklara bastırdı.Seyit ilk şaşırsada daha sonra gözlerini kapattı.Onur alt dudağını emdiğinde hafif sırıtmıştı.İstediği buydu,Onurunda kendisinden etkilendiğini kabullenmesiydi.

"Şunu unutma,dünyayı versen bana yinede yaptıklarını asla unutmayacağım."

Dudaklarından ayrılan çocuğa bakıp acıyla gülümsedi.Gözleriyle onay verip yüzündeki izi baş parmağıyla okşadı.Madem yanacaktık,beraber yanalım.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Elimdeki kanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin