"Seni tanımak istediğimi nereden çıkardın?"
"Biliyor musun,bu güne kadar uğruna savaştığım her şeyi aldım.Emin ol bunu senin içinde yaparım."
Siyah gözlerdeki kararlılık onu kendisine çekiyordu.Savaşmak...Arafla arasındaki farkı o zaman daha net görebilmişti.Onur en son ne için mücadele etti?Hatırlamıyordu.Bu adamın siyah gözlerinde gördüğü kararlılığın yarısına bile sahip olsaydı neler olacağını düşündü.Çok daha iyi olacağı kesindi.
"İstemiyorum.Kalın kafalı mısın?Bak sabrımı sınıyorsun,yapma.Hep sakin kalan biri değilimdir.Beni zorlama."
Dişlerini sıkarak konuşunca Araf sırıtmıştı.Onuru kendisine çekip aradaki mesafeyi tamamen kapattı.Şimdi kahve rengli gözler tam önündeydi.Yüzüne vuran sıcak nefes bir kaç saniyelik lafını unutturmuştu ona.
"Dışarıdan nasıl göründüğümü biliyorum.Ama sana içimi açmaya,gerçek benliğimi ortaya koymaya hazırım.Tüm sınırları zorlamak şartıyla."
"Bunu sadece uyumak için mi yapacaksın?"
"Başka ne için yapmamı isterdin?"
Siyahları Onurun ince dudaklarına kaydı.Bakışlarını hemen toparlayıp tekrar yüzüne çıkarmıştı.İstemsizce farklı cevap duymayı bekliyordu Onurdan.
"Araf."
"Söyle."
"Haftanı tamamla ve hayatımdan defol git.Anlaşıldı mı?"
Cevap vereceği zaman kapı çalmıştı.Eli hemen belindeki silahı bulmuştu.
"Sakın!Onu geri yerine koy hemen!"
Kapının ardında ailesinden biri olmamasını diliyordu.Şimdilik Arafın silahı beline takmasına rağmen Onur yinede korkuyordu.En başından bu adamı yanına almaması gerektiğini düşünüyordu.
"Ne işin var burada?"
"Araf beyi görmeye geldim çekil."
İçeri giren adama kaşları havalanmış şekilde bakıyordu.Bu nasıl rahatlıktı?Burayı satmış haberi mi yoktu?
"Araf bey iyi misiniz?Sabahtan arıyorum efendim."
"Uyumuşum Kubilay."
"Ne yapmışsınız?"
Kubilay kapıda dikilen Onura bakıp gözlerini devirdi.Patronu yabancı birinin yanında uyuya biliyordu.Mutluluktan mı ağlasa yoksa çıldırsa mı çözemiyordu.Onur onları yanlız bırakarak bu haftaya hazırlanacak olan siparişlerini yapmaya gitti.Zaten zamanının çoğunu Arafa sarf etmişti.
"Efendim,istediğiniz dosya."
Araf dosyayı alıp incelemeye başladı.Kubilay Onuru araştırmış ve ona getirmişti.Onurun hapis yattığını görünce kaşları havalanmıştı.
"Hapis?Tacizden?"
"Evet efendim.Ama suçsuz olduğu ıspatlanmış.Gerçek suçlu bulunamamış henüz.Hapishanede baya hırpalanmış.Şu an yanında hücre arkadaşı olan çocukla çalışıyor."
"Bu yüzden ölmekten korkmuyor demek..."
"Nasıl?"
Elindeki dosyayı kapatıp geri Kubilaya uzattı.Bakışları içerde çizimlerini bitiren Onura kaydı.
"Gözlerinde korku göremediğim tek insan.Kubilay,birinin yanında kalmak için arkadaştan öte ne olabilirim?"
"Arkadaştan öte...Aile ya da bir sevgili."
Sevgili.Bu teklif çok hoşuna gitmişti Arafın.Sırıtıp kafasıyla Kubilayı onayladı.
"Değişiyorum Kubilay.Hem de çok hızlı."
"Anlamadım efendim."
"Sarışın değil artık kumral tercih ediyorum."
Kubilay Arafın neyi kastettiğini anladığında pişman olmuştu.Keşke diyordu içinden,keşke son lafı söylemeseymiş.
"Efendim,bu adam güvenilir mi bilmiyoruz."
"Sorun değil.O da bana güvenmiyor zaten."
"Babanızı sinirlendirecek şeyler yapıyorsunuz..."
"O zaman şimdiden hazırlan Kubilay.Eğer girdiğim bu savaşı kaybedersem babamdan değil,benim öfkemden kork."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimdeki kan
Mystery / Thriller"Gücün o kıza mı yetti lan?!" Hapishane denilen cehenemme düşerken sizden önce işlediğiniz suç girer koğuşa.Onur eski sevgilisine tacizden yargılanmıştı.Koğuşta kimse onunla konuşmazdı.Sürekli yok sayılıyor,ağır laflar işitiyordu. "Unutmuşum." Seyi...