Bizimkiler yemekte

1.8K 115 9
                                    

Hava kararmıştı.Geç olmadan ceketini giyip odadan çıktı.Telefonunu eline aldığında Onurun attığı mesajlarla karşılaşmıştı.

"Siktir!Unutmuşum!"

"Neyi efendim?"

"Onurla akşam yemeğine çıkacaktık.Rezervasyon yapmayı unuttum."

"Unutmadınız efendim.Ben sizin için çoktan yaptım."

Kubilay gururla gülümseyip Arafa bakıyordu.Arafın rahatlayan yüzü galibiyetinin ilanıydı.

"Teşekkür ederim."

Yemeğe Onurun hazırladığı çift gömlekleriyle çıkacaklardı.Hemen evlerine gidip tişörtleri aldı.Takımını çıkartıp gömleği giymişti.Aynada kendisine sırıtarak bakıyordu.

"Mavi yakışmış."

Onurun tişörtünü poşete koyup belindeki silaha baktı.Buluşmaya böyle gitmeyecekti.Silahını evde bırakıp arabasına bindi.Tüm mahallenin duyacağı şekilde ikisinin şarkısını seslendirmişti.Kumralının aceleyle arabaya koştuğunu görünce sırıtmıştı.

"Araf ne yapıyorsun!Kıs şunun sesini!"

"Sanma üç günlük bu hislerim,ben burda hergün seni beklerim,gel beni kendinden mahrum etme ne olur,bu hayat sen yoksan zehir olur!"

Şarkıya eşlik eden adama bakıp gözlerini devirdi.Hemen arabaya binip sesi kıstı.Araf kahkaha atmamak için kendisini tutuyordu.Onur arka koltuğa bırakılan poşeti alıp tişörtü çıkarttı.Üzerindekini çıkartıp onu giydi.

"Mahalleye şov yapıyorsun?"

"Camdan dışarısının görünmediğini biliyorum.Kandırma beni."

Tişörtünü giyip Arafın boynundaki anahtarlığa,ardından üzerindeki tişörte baktı.Mavi ikisinede çok yakışmıştı.Arafın elini tutup dizlerinin üzerine koydu.Birbirine kenetlenmiş eller hiç ayrılmamıştı.Arafın durgun olduğunu biliyordu.Tüm gün mesajlarına cevap vermemesinden belliydi zaten.Bu yüzden hiçbir şey sormamış ve kendilerine odaklanmıştı.

"Burası çok güzelmiş."

"Kubilayın seçimi.Zevkimi iyi biliyor."

İçeri girdiğinde onları karşılayan mavi güller yalnız Onuru değil,Arafı bile şaşırtmıştı.Kubilayın bu kadarını düşünmesi onu gerçekten mutlu etmişti.

"Beni bu kadar çok özlüyorsun yani..."

"Tahmin edemeyeceğin kadar hem de."

Siyahları Onurun işaret parmağındaki çiziye kaydı.Ufak olmasına rağmen dikkatinden kaçmamıştı.

"Parmağına ne oldu?"

"İş kazası."

Dudaklarıyla yarayı örtüp öpücük kondurdu.Onurun parmaklarını avuçları arasına alıp okşadı.

"Dikkatli ol."

"Bunu bana senin söylemen çok komik."

Onurun neye ima yaptığını anladığında kahkaha atmıştı.Evet,en çok ve en derin yaraları Araf almıştı.

"En çok hangisi yaktı canını?"

"Seninle karşılaştığımız o gece.Karnıma saplanan bıçak kadar canımı yakan yara hatırlamıyorum.Belkide bu güne kadar aldığım en basit yaraydı.Ama bunu yapan kişiyi cezalandıramamak canımı daha çok yakıyor."

Hatırlamıştı Onur.O bıçağı kuzeninin sapladığını söylemişti Araf.Kuzenine geri karşılık vermemesinin sebebini düşünüyordu.

"Baban mı izin vermedi?"

"Babamın haberi bile yok.Kendi meselemi kendim hallederim çünkü.Onu karıştırmak istemiyorum."

Arafa babasının boğazına bıçak dayadığını kesinlikle söylemeyecekti.Siyahlar özlemle yanıp tutuşurken hayal kırıklığı eklemeyecekti.

Siyahlar özlemle yanıp tutuşurken hayal kırıklığı eklemeyecekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki kanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin