23.BÖLÜM

2.5K 126 44
                                    

Poyraz abinin bu hareketi karşısında şaşırsam da burnumun dibindeki çatala daha fazla kayıtsız kalamadım ve keki yedim. Gerçekten çok güzel olmuştu. Övünmek gibi olmasın ama hamarat kızdım.

"Nasıl olmuş?"dediğinde gururla gülümsedim. "Harika."dediğimde boşta kalan elini arkamdaki tezgaha yasladı. Bir koluna baktım bir de aramızdaki mesafeye. Sanki biraz fazla mı yakındık?

Başımı yukarı kaldırdığımda elimde tuttuğum çatalı gösterdi. "Ben de şu kekin tadına bakabilir miyim artık?"dedi. Yine gözlerimi kırpıştırdım. Neden herkes kendi yemiyordu acaba?!

Çekinerek elimdeki çatalı ağzına doğru uzattım. Hiç beklemeden keki yemişti. Umutla baktım suratına, umarım o da beğenirdi.

"Pelin'in anlattığı kadar varmış. Çok güzel olmuş."dedi. Çok mutlu olmuştum. Ben gururlu gururlu gülerken "Zaten senin elinin değdiği her şey güzelleşiyor."dedi. Yavaş yavaş gülüşüm solarken bakışlarımı kaçırdım. Elindeki çatalı bırakıp o elini de tezgaha koymuştu. İki kolunun arasında sıkışıp kalmıştım ve burası daracık bir alandı. Bedenimi olabildiğince geri itmeye çalıştım.

Şu sıralar Poyraz abinin davranışlarında bir tuhaflık vardı. Bana eskisinden farklı davranıyordu. Bunun sebebini henüz çözebilmiş değildim ama aklıma gelen bir şey vardı. Gerçek olmasından korktuğum bir şey.

"Defne?"dediğinde sesi fazlasıyla tedirgin çıkmıştı. "Hm?"diye mırıldandım. Konuşabileceğimi hiç sanmıyordum. Zaten aramızdaki bir karış mesafe yeterince aklımı karıştırıyordu.

"Benim sana bir şey söylemem lazım." dedi. Aramızdaki bir karış mesafeyi göz ardı edip bakışlarımı gözlerine çevirdim. Derin derin baktım. Anlamaya çalıştım. Şüphelerimde haklı olabilir miydim? Çok duygulu bakıyordu bana, gözleri ve davranışları o söylemese de bana bir şeyi anlatıyordu zaten. Ve bu tam da benim gerçekleşmesinden korktuğum şeydi.

İçeriden duyduğum adım sesleri şimdilik kurtuluşum olmuştu. "Müşteri geldi sanırım. Ben bir bakayım."dedim. Gitmek için yeltendiğimde etrafımı saran koları bana engel olmuştu. Kolunu çekmesi için bekledim ama çekmedi. Elimi koluna koyup biraz baskı uyguladığımda kollarını indirmişti. Hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp derin bir nefes aldım.

Gelen müşteriye içimden teşekkürler yağdırırken siparişi almak için yanlarına gittim. Gelen müşteriler iki erkekti. Siparişlerini aldıktan sonra mutfağa geçip hazırladım. Sonra da siparişleri götürdüm. Poyraz abi de mutfaktan çıkıp kasaya geçmişti. Kenarda kalan masalardan birine geçip oturdum. Kafenin kapanış saatine az kalmıştı. Muhtemelen bu müşteriler de gittiğinde kapatırdık. Ama eve Poyraz abiyle birlikte dönecektik. O zaman ne yapacaktım?

"Pardon bakar mısınız?" Poyraz abiyle aynı anda bakışlarımız müşterilere dönmüştü. Ben ayaklanıp yanlarına gittim ama Poyraz abinin göz hapsinde olduğumu hissedebiliyordum.

"Buyurun?" dediğimde sarışın olan "Biz iki limonata alabilir miyiz?"dedi. Deftere not tuttuktan sonra onlara döndüm. "Tabi. Başka istediğiniz bir şey var mıydı?" diye sordum. Bu defa karşısında oturan esmer olan cevap vermişti. "Mümkünse telefon numaranız?"

İçimden la havle çekerken ters bakışlarımı ona çevirdim. Pis pis sırıtıyordu, ne kadar itici göründüğünden haberi var mıydı acaba?

"Mümkün değil!"deyip gitmek için sağıma dönmüştüm ki dibimde olan bedenle duraksadım. Poyraz abi gelmiş dik dik müşterilere bakıyordu. "Neymiş başka isteğiniz bir de bana söyleyin bakayım."dedi. Sarışın olan "Sanane birader işine baksana sen!"diyerek şansını daha fazla zorlamıştı. Esmer olan da boş durmamış "Kötü bir şey demedik. Alt tarafı telefon numarasını istedik! Boşa olay çıkarma!"dedi. Hissediyordum birazdan olayın alâsı çıkacaktı.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin