58.BÖLÜM

1.5K 77 14
                                    

Hissettiğim şeyi iki kelimeyle özetledim. "Rezil olduk!" Şimdi nasıl içeriye gidip yanlarında oturacaktım! Kesin Pelin sürekli imalı imalı bize bakacaktı.

Az önce ittirdiğim için benden uzaklaşan Poyraz bana doğru yaklaşmaya başladığında elimi öne uzatarak onu hemen durdurdum. "Sakın yaklaşma bana!" Bugünlük bu kadar rezil olmak bana yeterdi. En azından günün geri kalanını sakin geçirmek istiyordum.

"Ama gülüm..."diye itiraz etmeye başladığında önünden çekilerek kapıya doğru ilerledim. Böylece susmak zorunda kalmıştı. Seslice "Off!"dediğini duyduktan sonra mutfaktan çıktım. Masaya yaklaştığımda kızlar ayaklandılar. "Biz gidiyoruz alışveriş yapacağız. Yarın Cerenlerin evinde altın günü var, bir an önce alışverişi bitirmezsek Feride Teyzenin gazabına uğrayabiliriz."

Ben başımla onaylarken onları durduran arkamdan gelen sinirli ses tonuydu. "Bekle Pelin,"ağır adımlarla gelip Pelin'in karşısında durdu. "Madem alışverişe gidiyorsun al şu listeyi, gitmişken bunları da al." Kafe için gerekli olan malzemelerin olduğu listeyi uzatırken Pelin omuzlarını düşürdü. "Ama abi yaa!"

"Kızım alışverişe gidiyorsun zaten eline yapışmaz ya,"diyerek üstelediğinde Pelin isteksizce listeyi aldı. Kısaca listeye göz gezdirip ofladı. Poyraz'a ters ters bakarken telefonu çalınca çantasından telefonunu çıkardı.

"Efendim anne,"deyip konuşmaya başladığında ben bakışlarımı etrafta gezdiriyordum. Poyraz'ın gerginliğini elle tutulabilir cinstendi, görmezden gelmeye çalıştım.

"Tamam anne geliyorum,"diyerek telefonu kapattı Pelin. "Annem acil eve çağırıyor, sen alışverişi de tek yapamazsın ne yapacağız?" Pelin'in Ceren'e yönelttiği soruyla ortama bir sessizlik çökmüştü.

"Ben yardım edebilirim,"dedi abim. "Eğer istersen."

Çok iyi olurdu. Hem ikisi vakit geçirmiş olurdu hem de abim gittiği için ben de rahat bir nefes almış olurdum.

"Zahmet vermeyeyim şimdi sana,"dedi Ceren çekinerek. Ne zahmeti abim için lütuf olabilirdi bu ancak.

Abim oturduğu yerden hevesle kalktı. "Ne zahmeti? Gidelim hadi."dedi. Abim dünden hevesliydi.

Pelin abisinden aldığı listeyi elinde tutarken "E bunlar?"dedi sorarcasına. Abim listeye uzandı. "Onları da hallederiz." Hallederdi tabi. Bu sayede Ceren'le geçireceği vakit uzayacaktı.

Herkesi kafeden gönderdikten sonra Poyraz'la baş başa kalmıştık. Hâlâ kapıda asılı olan kapalı yazısını ters çevirip açık kısmını dışarıya doğru getirdim. Arkamı döndüğümde onunla göz göze geldik, gözlerinde daha çok nasıl davranacağını bilmeyen bir ifade vardı.

Abimlerin gidişinin ardından kısa sürede kafe müşteriyle dolmuştu. Gelen müşteriler boş masa bulmakta biz de müşterilere yetişmekte zorlanıyorduk. Bu yoğunluğun içinde fark ettiğim eksiklikle Poyraz'ın yanına gittim. "Cenk nerede?"

Siparişleri yetiştirmeye çalışırken sinirle söylendi. "Seninle baş başa kalalım diye izin verdim ama bir işe yaramadı. Gelen giden bitmiyor bugün maşaAllah!"

Sinirli bakışlarını kısa bir an bana çevirdi. Ama anında bakışları yumuşamıştı. "Şunları götüreyim ben," deyip elindeki tepsiye düşmanıymış gibi bakarken mutfaktan çıktı.

Güzel düşünmüştü ama günün geri kalanında muhtemelen dinlenecek vaktimiz bile olmayacaktı. Tezgahın üzerinde biriken bulaşıklar bu düşüncemi kanıtlar nitelikteydi.

•••

Egemen içinde heyecanla çığlık atan çocuğu dizginlemek için üstün bir çaba gösteriyordu. Direksiyonu tutan parmakları heyecandan hafif titrese de neyseki fazla belli olmuyordu. Tüm bu heyecanının sebebi yan koltukta oturan sevdiği kadındı.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin