45.BÖLÜM

2.1K 124 5
                                    

Kenarlara yakın alanlarda kaymaya başladığımda hep diken üstündeydim çünkü buz pateninde pek iyi olduğum söylenemezdi. Daha önce geldiğimde düşme tehlikesi atlattığım için şimdi önlemimi almaya çalışıyordum.

Alanın en kenarına geldiğimde tutunup etrafıma baktım. O sırada Yusuf abi artistik hareketler yaparak yanımdan geçmişti. Havalı bakışlar atmayı da ihmâl etmiyordu. Benim aksime o bu konuda baya başarılıydı. Tıpkı Pelin gibi. Zaten burada gelmek isteyen ikisiydi ve şu an en çok eğlenen de yine onlardı.

Beni şaşırtan Poyraz abi olmuştu çünkü oldukça profesyonel bir şekilde kayıyordu. Suratındaki gergin ifadeye tezat sakin bir şekilde kayıyordu. Yusuf abiden gelen meydan okumaları ise ters bakışlar eşliğinde reddediyordu çünkü gözlerinin hedefinde sadece Ferit vardı. Alana girdiğimizden beri dikkatli bakışları sürekli onun üzerindeydi ve her hareketini izliyordu. Ferit ve benim aramdaki mesafe azaldığını anda bir anda ikimizin arasından geçiyor ve onun bana yaklaşmasına bile müsaade etmiyordu.

"Kızım bit müsaade et ya, senin yüzünden doğru dürüst kayamıyoruz!" Yusuf abinin havalı bir şekilde yakınmasıyla Azra abla ateş eden gözlerini ona çevirdi. Sinirinden gözleri alev almıştı ama hiçbir şey yapamıyordu çünkü kımıldadığı an düşecek gibi oluyordu. Bu yüzden dakikalardır dikildiği yerde durmaya devam etti. Ceren onu tutarak yardımcı olmak istese de bu konuda biraz cesaretsiz olduğu için reddediyordu. "Yaktım seni Pelin!"dediğinde Pelin Azra ablayı pek de umursamıyor gibiydi.

Onlar bir yandan söylenip bir yandan da kaymaya devam ederlerken tutunduğum yerden elimi çekip kaymaya çalıştım. Her an düşme tehlikesine karşı tetikteydim.

"Dikkatli olmalısın, sanırım acemisin?"

Yan tarafımdan gelen sesle yerde tuttuğum bakışlarımı çevirdim. Ona cevap vermeden önce gözlerim arkasında kalan bizimkilere kaydı. Herkes kendi hâlindeydi, Poyraz abi de sırtı bize dönük bir şekilde onların yanına ilerliyordu. Bu tarafa bakmadığı bir an yakalayan Ferit ise soluğu benim yanımda almış olmalıydı. Zira dakikalardır bakışlarının üzerimde oluşundan fırsat kolladığını anlamıştım. "Önerin için teşekkürler,"deyip yeniden gözlerimi yere çevirdim. Cidden her an düşecekmiş gibi hissediyordum. Umarım bir yerimi kırmadan eve gidebilirdim.

Ferit aslında gayet iyi kaymasına rağmen bana ayak uydurmuş ve yavaş bur şekilde yanımda ilerliyordu. Bu durum beni rahatsız etmişti. Yönümü değiştirip ondan uzaklaşmak istediğimde korktuğum başıma gelmiş ve dengemi bir anlığına kaybetmiştim. Kollarımla dengemi kurmaya çalışırken Ferit kolumdan tutmuştu. "Aman dikkat," dediğinde onun da yardımıyla düşme tehlikesini atlattım.

Kolumdaki elini çekmedi. "İstersen sana öğretebilirim,"dedi. "Düşüp incinmeni istemem."

Daha ben cevap vermeden kolum sert bir şekilde çekilerek Ferit'ten uzaklaştı. "Yardımına ihtiyacı yok! Hareketlerine dikkat etsen iyi olur yoksa incinen sen olacaksın."

Kolumu sert bir şekilde çektiği için tabandaki kaygan zemin bana yine dengemi kaybettirdiğinde refleksle Poyraz abinin koluna tutundum. Ferit'in yanıma geldiğini şimdiye kadar fark etmemiş olması bile şaşırtıcıydı. Yani aslında bu beklediğim bir durumdu.

"Poyraz sana ne oluyor?" Ferit konuyu uzatırken Poyraz abinin boynundaki damar belirginleşti. Ferit çok yanlış sularda yüzüyordu.

"Yok ben bugün sınanıyorum!" Mırıltıyla söylediği sözleri muhtemelen sadece ben duymuştum. Sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.

"Hayır yani abisi değilsin, sevgilisi değilsin. Bu kıza niye bu kadar karışıyorsun?"

Poyraz abinin bedeni kısılırken bir eli yumruk olmuştu. "Ferit,"dedi tıslar gibi. "Belanı arama. Bas git!"

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin