51.BÖLÜM

1.9K 122 29
                                    

Eve girer girmez kendimi odama atmıştım. Ve odama girdiğimde de ilk yaptığım şey kapıya sırtımı yaslayıp soluklanmak oldu. Ondan etkilendiğimi artık reddedemezdim. Ve bu belki de kabullenmekte en çok zorlandığım gerçeklerden biriydi.

Elimi göğsüme bastırıp ritmini arttıran kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama bu pek mümkün değildi. Seni seviyorum deyişi hâlâ kulaklarımdaydı. Onun yanındayken kontrol edilemez bir şekilde heyecanlanıyordum. Yine öyle olmuştu. Karşısında öylece kalmıştım. Hiçbir şey söyleyememiştim. Ama söylemek istemiştim. Çünkü artık kalbimi susturmak istemiyordum.

Heyecanım yavaş yavaş hafiflerken sırtımı kapıdan uzaklaştırıp odaya adımladım. Saat fazlasıyla geç olmuştu, uyusam iyi olurdu. Kıyafetlerimi değiştirip pijamalarımı üstüme geçirdim ve yatağıma uzandım. Ama bir sorun vardı, sanki dakikalar önce uykusuzluktan esneyen ben değilmişim gibi şimdi zerre kadar uykum yoktu.

Dudaklarımda asılı kalan gülümsemeyle birlikte gözlerimin önünde onun siması belirdi. İstemsizce gülümsemem genişledi. Beni gerçekten seviyordu, buna inanıyordum. Hem de çok güzel seviyordu. İnsanı bakışlarıyla öyle bir etkisi altına alıyordu ki zavallı kalbim bu etkiye fazla dayanamamıştı.

Sırıtmayı bırakıp düşünmeye başladım. Onun beni sevdiğini kabullenmem zor olmuştu. Bunun en büyük sebebi şimdiye kadar onu hep bir abi gibi görmemdi. Hiç farklı düşünmemiştim onunla ilgili. Beni sevdiğini hissettirmemişti bana. Sevgisini göstermeye başladığında ise ondan hep kaçmıştım. Fakat sevgisi öyle güçlüydü ki bu sevginin karşısında durmak çok zordu. Ona karşı hislerimin değiştiğini farkındaydım. Bu tam olarak ne zaman oldu bilmiyordum ama kalbimde bir şeyler değişmişti.

Aramızda hiçbir engel yoktu aslında, tek engel bendim. Benim ondan kaçışlarımdı. Ama ondan kaçsam bile duygularımdan kaçamıyordum.

Kaçamadığım duygularımla çetin bir hesaplaşma içindeyken kulaklarıma telefonumdan gelen bildirim sesi doldu. Yatağımdan doğrulup telefonumu aldım. Mesaj gelmişti. Ve mesajın sahibi dakikalardır düşündüğüm kişiydi. Sadece bir mesaj atmasıyla bile heyecanlanmam normal miydi?

Uyudun mu?

Mesajı okuduktan sonra saati kontrol ettim. Eve geleli bir saat olmuştu. Çoktan uyumuş olmam gerekiyordu fakat uykumu kaçıran bazı detaylar vardı. Dakikalardır sırıtmama sebep olan detaylar.

Hayır uyumadım.

Cevap yazdıktan sonra saniyeler uzamıştı sanki. Ekrana odaklanmış ve yazmasını bekliyordum. Sanırım o da ekranın başında bekliyordu çünkü çok geçmeden yeni bir mesaj gönderdi.

Peki arasam seni, olur mu?

Saat geç olmuştu ve herkes uyuyordu. Ev sessizlik içindeydi. Yine de reddetmek istemedim. Heyecanımı düşünmemeye çalışarak cevap yazdım.

Olur.

Sadece birkaç saniye sonra ekranda arama belirdi. Derin bir nefes alıp çok bekletmeden aramayı cevapladım. "Efendim,"deyip sırtımı yatak başlığına yasladım. Sanırım bu gece uyumak benim için biraz zordu.

"Defne, neden hâlâ uyumadın?" Onun yüzündendi ama bunu bilmesine gerek yoktu. "Uyku tutmadı bir türlü,"dedim. "Uyurum birazdan." Kısa bir sessizlik oluştu aramızda. Ardından "Sen niye aradın bu saatte?"diye sordum. Derin bir nefes aldığını duydum. "Şey diyecektim,"deyip duraksadı. Ben merakla omu beklerken "Düşündün mü?"diyerek cümlesini tamamladı. Dudaklarım iki yana kıvrılırken karşı taraftan bir iç çekiş sesi duydum. "Yani uyuyamamışsın ya belki düşünmeye vaktin olmuştur dedim." Sesi fazla heyecanlı geliyordu. Telaşlı bir şekilde konuşuyordu.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin