55.BÖLÜM

1.6K 105 14
                                    

Arabanın camından yolu seyrediyordum. Kulağıma ulaşan abimin sesi sadece bir uğultudan ibaretti. Düğün salonundan ayrıldığımızdan beri düşündüğüm tek şey Poyraz'dı.

Kasisten geçerken arabanın şiddetle sarsılmasıyla camdaki bakışlarımı direksiyon başındaki abime çevirdim. Ne kadar çok abartmıştı, altı üstü gelinin attığı çiçeği ben yakalamıştım. Sonuçta hemen yarın gelin olmuyordum ya!

Şöyle küçük bir detay vardı ki damadın attığı papyonu da Poyraz yakalamıştı. Ben çiçeği yakalamak için hiç uğraşmamıştım doğrusu, çiçek resmen kucağıma düşmüştü. Poyraz ise resmen papyonu havada kapmıştı. Onun bu kadar istekli oluşu herkesi şaşırtmıştı çünkü bugüne kadar evlilik gibi bir niyeti yoktu. Yani herkes öyle biliyordu. Ama bugün bazı durumlar değişmişti.

"Sen şu çiçeği versene bana!" Ön taraftan abimin seslenmesiyle göz devirdim. Söylene söylene bir bitmemişti serzenişleri.

"Abi saçmalama ya alt tarafı bir çiçek, abartmasan mı?" Dikiz aynasından kısa bir an bana baktı. Bakışlarıyla tehdit ediyordu resmen.

Poyraz'ın abimden çekeceği vardı.

"Alt tarafı bir çiçekse ver işte!"

Kucağımdaki çiçeği daha sıkı tutup "Hayır,"dedim. Bananeydi, çiçek gelip kucağıma düşmüştü. Benim bir suçum yoktu.

Abimin homurdanmaları sürerken araba evimizin önünde durdu. Aceleci adımlarla arabadan inip bakışlarımı arka tarafa çevirdim. Hemen bizim arabanın arkasında Poyrazların arabası vardı. Sürücü koltuğundan bana bakarken gülümsedi. Maalesef göz temasımızı fazla sürdüremiyordum. Abimin radarında olduğumu farkındaydım.

Eve doğru ilerlerken son kez göz ucuyla arkama baktım. Kaldırımda ailesinin arabadan inmesini beklerken gözleri benim olduğum taraftaydı. Tıpkı benim gibi kaçamak bakışlar atıyordu. Bizimkiler eve girdiğinde daha fazla dikkat çekmemek için ben de içeriye girdim.

Saat oldukça geç olmuştu, herkes odasına çekiliyordu. Oyalanmadan ben de odama geçtim. Çok yorucu bir gün olmuştu. Hem fiziksel hem de duygusal olarak.

Aheste aheste üstümdeki kıyafetlerden kurtulup makyajımdan arındım. Pijamalarımı üstüme geçirip huzurla yatağıma uzandım.

Sonunda hafiflemiş hissediyordum. Kalbimde sakladığım sevgim artık adresini bulmuştu. İkimizin kalbi de birbiri için atıyordu ve biz artık bunu biliyorduk.

•••

Poyraz elindeki papyonu sallaya sallaya evine girdiğinde aile üyeleri hâlâ onu izliyordu. Sırıta sırıta odasına ilerleyip kendini koltuğa attı. "Oh be!" Bundan daha mutlu hissettiği bir gün var mıydı? Hiç sanmıyordu.

Aşık olduğu kadın kendisini seviyordu. Yıllardır içinde büyüttüğü duyguları bugün karşılık bulmuştu. Defne'yi unutmaya çalıştığı her andan utanıyordu şimdi. İyi ki vazgeçmemişti sevdasından, sonunda vuslata ermişti.

Tavana bakarak sırıtırken odasının kapısı açıldı. Pelin odaya girip abisinin karşısına dikildi. "Şöyle sırıtmayı ne zaman bırakacaksın Romeo?"

Poyraz ne saçmalıyorsun dercesine baktı kardeşine. Mutlu olmak da mı suçtu?

"Pelin şu an çok mutluyum, benim canımı sıkma kardeşim."

Abisinin sözlerini umursamayan Pelin yatağın köşesine oturup elini çenesine yerleştirdi. Abisiyle uğraşacak böyle bir fırsat yakalamıştı bırakır mıydı hiç?!

"Bütün dikkatleri üstünüze çektiniz benden söylemesi,"diyerek abisinden bir tepki bekledi. Poyraz göz ucuyla baktı sadece. Kardeşi biraz haklı olabilirdi.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin