47.BÖLÜM

3.3K 176 77
                                    

Merhabalar. Bol bol Poyraz ve Defne okuyacağınız bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.

Diğer bölüm için oy ve yorum sınırı koyacağım çünkü gerçekten oy ve yorum çok az oluyor, üzgünüm.

Oy sınırı: 200   Yorum sınırı: 300

Keyifli okumalar.

•••

Her güldüğünde yanağının kenarında oluşan ve beni hiçbir zaman böyle etkilemeyen gamzelerinden zorlukla bakışlarımı çektim. Çikolata paketini çöpe atıp ona cevap vermeden arkamı döndüm ve yeniden kurabiyelere odaklanmaya çalıştım.

Az önce ne olmuştu öyle? İlk defa ona bakarken farklı duygular hissetmiştim.

"O çikolataya karşı koyamayacağını biliyordum zaten,"deyip yanıma geldiğinde hiç başımı çevirip bakmadım. Çikolataya karşı koyabiliyordum ben sorun o değildi. Sorun bana hissettirdikleriydi. Çikolataya değil ama hislerime karşı koyamazsam işte asıl sorun bu olurdu. Hem bu yine neden gelmişti yanıma?! Uzağımda dursaydı iyi olurdu, her ikimiz için de.

Ona bakmasam bile onun beni dikkatle izlediğini hissedebiliyordum. "Kurabiyeye neden işkence ediyorsun?"

Karşımdaki duvara diktiğim gözlerimi elimde şekilden şekile giren kurabiyeye çevirdim. Düzgün bir şekilde verdikten sonra tepsiye koydum. "Sen niye kasada durmuyorsun, müşteri falan yok mu?"diye söylendim kendime engel olamayarak.

"Cık,"dediğinde istemsizce başımı kaldırıp ona baktım. "Patron ben değil miyim? Ben burada olmak istiyorum."

Ters ters baktıktan sonra yeniden kurabiyelerimle ilgilenmeye döndüm. Ben istemiyordum burada olmanı, onu ne yapacaktık?

Yanımdan uzaklaştığında sonunda derin bir nefes verip rahatlamıştım ama bu çok kısa sürmüştü çünkü elini yıkadıktan sonra yeniden yanıma gelmişti. Kurabiye hamurundan bir parça koparıp şekil vermeye başladı. "Ben yapıyordum kurabiyeleri,"dediğimde kaşlarını çatmış bütün dikkatini elindeki kurabiyeye vermişti. "Yardım ediyorum işte buna da mı itiraz edeceksin?"

İtiraz etme hakkım olsaydı ederdim de işte edemiyoruz maalesef. Biraz kenara çekilip ona alan açtım. Dikkatle kurabiye yaparken ona kaçamak bakışlar atıyordum. Hamura bir cerrah edasıyla yaklaşıyordu, kurabiye şekillerinin hepsi birbiriyle aynıydı. Surat ifadesi ise bir anda fazla ciddi bir hâl almıştı. O hamurdan yeni bir parça koparırken mutfakta neşeli bir ses yankılandı. "Kolay gelsin millet!"

Ben duyduğum sesle sevinirken Poyraz abi seslice oflamıştı. Son şekil verdiği kurabiyeyi tepsiye bırakıp sesin geldiği yöne döndü. Benim ise bakışlarım tepsiye bıraktığı o son kurabiyede takılı kalmıştı. Çünkü bu diğer yaptıklarından farklıydı, kalp şeklindeydi.

"Kızım senin evde işin gücün yok mu niye geldin?" Sesindeki memnuniyetsizlik zirve yapmıştı.

"Abi ya insan kardeşine böyle mi davranır? Senin sevinmen lazım geldim diye!" Abisine söylenirken yanıma gelip omuzuma dokundu. "Hem ben arkadaşımı görmeye geldim."

Ona dönüp gülümseyerek "Hoş geldin,"dedim. İçimden iyi ki geldin diye de eklemiştim.

"Bir kahve içeriz değil mi Defne?" Önümdeki kurabiye hamuruna bir göz attım. Biraz daha işim var gibi görünüyordu. "Çok isterdim ama kurabiye yapmam lazım."

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin