64.BÖLÜM

819 71 12
                                    

"Defne, bir şey soracağım."

Önümdeki bakışlarımı ona çevirip "Sor,"dedim. Kafeden çıkmıştık, birlikte mahalleye doğru yürüyorduk ama birazdan ayrılmak zorunda kalacaktık. Çünkü o kafeye gidecekti ben ise eve gidecektim.

"Bu anlattığın teyze bizden şüphelendiğini tam olarak nerede söyledi? Yani annemler falan da Feride teyzelerin evindeydi ya onlar da duydu mu?"

Bu kısmı ona anlatmamıştım. "Duydular,"dedim içime kaçan sesimle. Neriman teyzenin söylediği şeyleri hatırladıkça istemsizce utanıyordum. Ya annem? Bana kızıyordu ama Neriman teyzeye neden olmasın diyordu!

"Ne dediler peki?" İyice meraklı çıkmıştı sesi. Birkaç saniye sustum. Nasıl söyleseydim?

"Neriman Teyze dedi ki," yeniden duraksadığımda Poyraz adımlarını yavaşlatarak bana baktı. "Ne dedi anlatsana Defne?!"dedi sabırsızca.

"Defne'den iyi gelin mi bulacağım dedi Poyraz!" Bir çırpıda söyleyince rahatlamıştım. Ama sesli dile getirince daha tuhaf hissetmiştim.

"Annem benim be!"dedi sevinçle. "Valla doğru söylemiş."

Yüzünde kocaman bir gülümseme yer edinmişti. "Ama dur bir dakika, daha önemlisi var. Senin annen ne dedi?"

Benim şaşırdığım kısım da annemin cevabıydı ya zaten. Tam anlatmak için dudaklarımı araladığımda aklıma gelen fikirle vazgeçtim. "Ne münasebet dedi,"diyerek yüzünde anbean değişen ifadeyi seyrettim. "Hiç olur muymuş öyle şey? Mümkün değilmiş."

Gülüşü solmuş, kaşları çatılmıştı. Derin bir nefes alıp "Niye olmuyormuş?" diye sordu. Saniyeler içinde mutlu hâli gitmiş sinirli bir Poyraz gelmişti. Sinirli ve üzgün.

"Bilmem anneme sormak lazım,"deyip yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettim. Peşimden gelmesini beklesem de adım seslerini duyamıyordum. Arkama dönüp baktığımda hâlâ olduğu yerde duruyordu. Yalan söylemese miydim?

"Poyraz gelsene!" Bana bakıp yavaş yavaş yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde birlikte yürümeye devam ettik.

"Annenin böyle düşüneceğini hiç sanmıyordum. Bizi yakıştırıyor gibi geliyordu bana. Hatırlasana düğünde biz dans ederken nasıl mutlu bakıyorlardı bize." Kendi fikirlerini kanıtlamak ister gibi bana baktığında başımı sallayarak onu onayladım. "Evet öyleydi ama belki fikri değişmiştir."

Ellerini cebine yerleştirip ofladı. "Neyse olsun, onu da ikna edeceğiz artık."

Birkaç saniye sonra bu üzgün hâllerine dayanamayıp "Poyraz,"dedim. Bakışlarını yerden kaldırıp bana çevirdi. "Şaka yaptım,"dedim gülümseyip şirin görünmeye çalışarak. Önce bir duraksadı. "Ne?"dedi duyduğundan emin olmak istercesine.

"Poyraz ne tepki vereceğini merak ettim sadece. Annem öyle demedi aksine neden olmasın dedi."

"Neden olmasın dedi?" diyerek yeniden onaylatmak istediğinde başımı sallayarak onayladım. Gülümsedi, hızla bana yaklaşıp kollarını belime doladı. "Oh be!"dedi nefesi tenime değerken. Ben de gülümseyerek tam ellerimi omzuna yerleştirmiştim ki bir anda geri çekildi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken "Demek şaka yaptın öyle mi?"dedi. "Kızım beş dakikada yaşlandım burada be!"

"Haklısın, özür dilerim Poyraz. Unutalım bu şakayı." Kollarını göğsünde bağlayıp kızgın kızgın baktı bana. Tabi sahte bir kızgınlıktı bu, fazlasıyla belli oluyordu. Kaşlarını havaya kaldırarak "Cık,"dedi. "Unutmayalım."

Beni bırakıp hızlı adımlarla yürümeye başladı. Küsmüş müydü bana şimdi? Yok yere başıma iş çıkarmıştım iyi mi?

"Poyraz!" Seslensem de dönüp bakmadı, yürümeye devam etti. Hızlı bir şekilde ilerleyip yanına ulaştığımda yeniden seslendim. "Poyraz baksana bana!" Hiçbir değişiklik olmadı ama dudaklarını birbirine bastırmasından gülmemek için çabaladığı belli oluyordu.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin