Egemen bacağına değen bastonu hissedince refleksle arkasına döndü. Yaşlı bir nine kınarcasına onlara bakıyordu. Bakmakla yetinmeyip sözleriyle de bunu belirtti.
"Oğlum eviniz yok mu sizin?! Ulu orta yerde ne bu hâller?"
İkisi de anlık olarak neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Alık alık teyzeye bakıyorlardı.
"Çekilin bakayım şuradan,"dedi bastonuyla ikisini de ittirirken. "Alacağımız şeyi de alamıyoruz."
Ceren'in suratı kırmızıdan mora dönüşmüştü neredeyse. Utancından ne teyzeye ne de Egemen'e bakabiliyordu. Egemen "Sen yanlış anladın Teyze..."diye açıklama yapacak olsa da teyze elini kaldırarak "Tamam tamam sus!"dedi. Ayıplar şekilde bakıyordu bir de!
Bir saniyelik göz göze geldiklerinde ikisi de bakışlarını nereye kaçıracağını şaşırdı. Egemen elini ensesine atıp "Gidelim hadi,"diye ağzının içinde mırıldandı. Teyzeye aylardır ilk defa bu kadar yakınlaştıkları ânı bozdu diye sinirlense miydi yoksa heyecandan göğsünü delmek istercesine hızlanan kalbinin sakinleşmesini sağladığı için minnettar mı olsaydı bilmiyordu.
Arabayı tutup biraz ilerlettiğinde Ceren arkasına takıldı. Usul usul ilerliyordu peşinden, utancından yerin dibine girmesine az kalmıştı.
"Sırık, gel bakayım buraya!"
Egemen üstüne alınmadan yoluna devam ediyordu ki yeniden yaşlı teyzenin otoriter sesi kulaklarına ulaştı.
"Sırık sana diyorum!"
Şüpheyle arkasına döndüğünde yaşlı kadın ona bakıyordu. "Ben mi?"dedi eliyle kendini gösterirken.
"Burada senden başka sırık mı var?"
Egemen derin bir soluk aldı. Belli ki biraz ters bir teyzeye denk gelmişlerdi. Yan tarafta durmuş bakışları yere diken kıza kaydı gözleri. Dudakları hafifçe yana kaymıştı. Al al olmuş yanaklarıyla birleşince muhteşem bir manzara oluşturuyordu bu tebessüm.
"Buyur teyze?"dedi saygısını bozmadan. Sırık diye anılmaya birkaç dakika katlanabilirdi.
"Şunu ver bakayım bana,"dedi üstteki bir ürünü gösterirken. Egemen aceleyle uzandı, bir an önce bu teyzeden kurtulmak istiyordu. Ama eli ayağına dolaştığı için alacağı şeyi yanlışlıkla yere düşürdü.
"Hem sırık hem sakar!"diye söylendi kadın. "Kızım sen bu oğlanın neyini beğendin de aldın?!"
Ceren'e yönelik sorulan bu soru iki kalbi de hızlandırdı. Bu defa açıklama yapmak isteyen taraf Ceren oldu, bu durum fazla uzamasa iyi olurdu. Çünkü her saniye kendini daha gergin hissediyordu ve utancı git gide artıyordu.
"Teyze öyle değil..."diyerek açıklamaya başlamıştı ama onun sesini bastıran başka bir ses vardı. Biraz sinirli ve isyanlı bir ses.
"Pardon da teyzeciğim neyim varmış benim, niye beğenmesin?!" Egemen'in sabır kotası burada dolmuştu. Beğenilmeyecek insan mıydı Egemen? Yakışıklı, karizmatik, uzun boylu ve gayet de iyi bir insandı. Göz ucuyla Ceren'e baktı. Kocaman açılmış gözler ve kırmızı yanaklarla kendisine bakıyordu.
Ceren şaşkın bakışlarını zorlukla kaçırdı, sanki ona baksa beğendiğini anlayacakmış gibi hissetmişti. Oysa onun duyguları beğenmekten çok daha fazlasıydı.
"Çok konuşuyorsun sen." Yaşlı kadın yeniden bastonuyla Egemen'in bacağına hafifçe vurdu. "Şundan başka bir tane ver bakayım bana."
"Ya sabır,"diye mırıldandı Egemen. Hiç de çok konuşmuyordu! Rafa uzanıp yeni bir ürünü kadına verdi. "Al teyze," dedi bıkkın bir sesle. Ardından bu ortamdan bir an önce uzaklaşmak adına hızlıca arkasını dönüp market arabasının yanına ulaştı. Ceren'e hitaben "Gidelim lütfen,"deyip arabayı sürmeye başladı. Ardından gelen adımları hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAMUK ŞEKER
Novela JuvenilYıllardır Defne'yi seven Poyraz... Poyraz'ı abisi gibi gören Defne... Bu hikaye Poyraz'ın kalbiyle verdiği savaşı anlatıyor. Ya sevdasından vazgeçecek yada onu abisi gibi gören Defne'yi kendine aşık edecek... ••• "Poyraz sen kafede çalışacak birini...