52.BÖLÜM

1.6K 108 15
                                    

Zorlukla birkaç saat uyuyabildiğim gecenin sabahında annemin telaşlı sesiyle gözlerimi açmıştım. Daha tam olarak ayılmadan yatağımdan ayrılmak zorunda kalmıştım. Annem beni peşinden sürükleyerek mutfağa götürmüştü. Mutfakta gergin dakikalar yaşamıştık çünkü ben uykuluydum annem ise telaşlı. Sürekli bana emirler yağdırıyordu ve ben doğru dürüst hiçbir şeye yetişemiyorum.

Tek istediğim uyumaktı.

Yine alel acele yapılan kahvaltının ardından hepimiz annem tarafından odalarımıza postalanmıştık. Hazırlanmamız gerekiyordu çünkü bugün düğüne gidecektik.

Aynanın karşısında saçımdan bir tutam alıp maşaya dolarken bir yerimi yakmamak işin üstün çaba sarf ediyordum. Saçımın yarısı bitmek üzereyken koridordan abimin sesini duydum.

"Sen bugün niye tuhaf tuhaf sorular soruyorsun lan? Kim kim kahvaltı yapacağız ailece işte! Şimdi de hazırlanıyoruz."

Abimin sesi yavaş yavaş uzaklaşırken kiminle konuştuğunu anlamamıştım. Sadece birkaç saniye sonra benim telefonum çalmaya başladı. Uyandığımdan beri hiç bakmamıştım telefonuma. Annem fırsat vermemişti. Şimdi de geç kalmamak için direkt hazırlanmaya geçmiştim.

Aynanın karşısından kalkıp telefonumu aldım. Poyraz'ın aradığını görünce dudaklarım istemsizce iki yana kıvrıldı. "Efendim,"diyerek aramayı cevapladım.

"Günaydın,"dedi en başta. "Dün ben bir an önce sabah olsun diye telefonu hemen kapatıp uyudum. Senin suratına kapatmış gibi oldu kusura bakma. Mesajını sabah gördüm ancak. Erkenden de seni arayıp uyandırmak istemedim zaten işte yoruluyorsun biraz dinlen istedim. Mesaj yazdım dönmedin. Ben de en sonunda Egemen'i aradım. Onun ağzından laf almak biraz zor oldu ama uyandığını öğrenince de hemen seni aradım,"dediğinde hızına yetişmeye çalışıyordum. Hiç durmadan cümleleri ardı ardına sıralıyordu.

"Ben erkenden uyanmıştım aslında,"dedim. Annem sağ olsundu. "Hem arasan da sorun olmazdı." Demek abimle konuşan oydu. Abimin söylediklerini hatırlayınca gülümsemem genişledi. Neden tuhaf tuhaf sorular soruyorsun demişti, sadece ben uyandım mı onu öğrenmeye çalışıyormuş demek ki.

"Öyle mi?"dedi ses tonu muzip bir hâl alırken. "Ararım o zaman bundan sonra sık sık?"

Telefonu omzum ile kulağımın arasına sıkıştırıp bıraktığım maşayı yeniden elime aldım. Zamanım yoktu hazırlanmalıydım ama Poyraz'la konuşmaya devam etmek istiyordum. Hoparlöre de alamazdım, herkes evdeydi.

"Sonra yine suratıma kapatma da,"dedim imayla.

"Ama anlattım ya güzelim suratına kapatmak istemedim diye!" İsyanla konuşurken söylediği tek bir kelimeye takılıp kaldım. Güzelim demişti. Kalbimin ısındığını hissettim. Sonra bu ısı başıma yayılınca istemsizce dudaklarımdan acılı bir nida çıktı.

"İyi misin Defne?"diye sordu hattın diğer ucundan. Maşanın yüzünden başımda hissettiğim sızıyı saymazsak iyiydim. Sanırım onunla konuşurken tehlikeli şeylerden uzak durmalıydım. Beni aniden heyecanlandırıyordu...

"İyiyim,"dedim daha fazla merakta bırakmamak için. "Saçımı yapıyordum da yanlışlıkla maşayla başımı yaktım birazcık."

"Niye telefonda konuşarak yapıyorsun be kızım?! Acıyor mu çok?" Endişesi hemen yansımıştı sesine. Seninle konuşmak istiyorum diyemedim, henüz cesaretimi saklamayı tercih ediyordum. "Geçti acısı,"diye mırıldandım.

"Olsun biz yine de kapatalım sen dikkatli yap saçlarını." Maşanın fişini çekip yatağıma geçtim. Geç kaldığım için annemden işiteceğim azarı şimdiden kabullenmiştim. Sadece onunla konuşmaya devam etmek istiyordum.

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin