37-KAÇMAMIZ GEREKEN O GECE

216 28 0
                                    

SERENES

Tahta çıkışımdan bir sene sonra, çoğu iç isyan bastırılmış ve Roma, yeni fetihlere kucak açar hale gelmişti. Germenya sınırları geri almak ve başlamak için güzel bir noktaydı. Lorenzo ile savaş planını hazırladık, yol dört gün sürdü. Kuşatma iki gece sürdü, ikinci gece şafağında ilk derebeyinin kalesi düşmüştü. Asıl hedefim Germenya'nın içlerine girmekti. Teçhizat ve kaynak dolumu yapmak için kale tarlalarına kamp kurduk. Köylüler Roma yönetimine bağlanırken feodal beylerin boyu bir baş kısaltıldı. Atımla savaş kampını gezerken iki lejyoner kollarından tutmuş, bir kızı önüme getirmişti. Kız küfürler ediyor, kurtulmaya çalışıyordu. "Bu cadıyı yakalım mı, efendim?" Attan indim. Lorenzo da merakla atından indi. "Büyü ile uğraşırken mi yakaladınız?" Lejyoner reddetti. "Saçları kan kırmızısı kadın cadıdan başka bir şey değildir, efendim." İğdiş edilmiş lejyonerlerime baktım "İğdiş edilmiş erkek de kadından farksızdır. Kız benim savaş ganimetim olacak. "  Kıza döndüm. Dizleri üstündeydi, başını yere eğmişti. "Kafanı kaldır." Gözlerim kızın yeşim gözleri ile buluştu. Kız nefesimi kesmişti. Dolgun pembe dudakları dikkat çekiciydi. Gülümseyerek eğildim. Lorenzo uyarır gibi omzumu tuttu. "Serenes, uğraşma. Bırak gitsin." 

"Sadece azıcık eğleneceğim, Lorenzo." Kızın çenesini kavradım. Kızı öptüm. O esnada alt dudağımı ısırdı, dudağımı kızdan kurtarıp ayağa kalktım. Kız kanlı ağzıyla gözlerime baktı, yana eğilip tükürdü. "Fahişe."

 Kanayan dudağımı yaladım. Hoşuma gitmişti. "Çadırıma götürün ve zincirleyin şunu." Lorenzo kıza olacaklardan korkar gibi tekrar yüzüme baktı. "Ser, bırak gitsin." Umursamadım. Ata atlarken götürülen kızın arkasından baktım, kanlı dudağıma dokundum.

Gece yarısı çadıra döndüğümde yorgundum. Zırhı çıkartırken düşmanca bana bakan zincirli kıza baktım. "Benden nefret ediyorsun, biliyorum. ama unutma, seni yakılmaktan kurtardım." Kız konuştu:" Zırhlı fahişe." Cevap verdim: "Zırhsız fahişe."

Islattığım mendille toz olmuş çıplak vücudumu sildim, kız sadece izledi. "Hoşuna gitti mi?" Düşmanca bakmakla yetindi. 

İkinci gün sabahına getirdiğim yulaf lapasını üstüme fırlatmıştı. "Tamam, demek ki aç değilsin." Çadırdan çıktım.

     Kızla neden uğraştığımı anlamıyordum. Akşam getirdiğim etli yahniyi yanına koyup çadırdan çıktım. Savaş toplantısı sonunda gece yarısı odaya döndüğümde bu sefer yemeği yemişti, uyanıktı. Soyunurken kıza döndüm. "Beni mi bekledin?" Kıçını dönüp yattı. Beni beklemişti. Kendi kendime sırıttım. 

Bir hafta sonra artık esir olmaya alışmıştı, yine de hala benden nefret ediyordu. Kaçmasından korkarak ilk iki hafta hiç tek başına tuvalete gitmesine izin vermedim, belirtmeliyim. Savaş planını tartışmak için Austin çadırıma geldi. Lorenzo arkasından girdi. "Doğu sınırını ne yapacaksın?" "III. lejyonu süreceğim." "Peki ya şaşırtıp batı hattına asker yığarlarsa?" Güvenle masanın başındaki sandalyeye oturdum, ayaklarımı masanın üstüne uzattım.  "O zaman koumsal olarak avantaj bizde olur, yokuş çıkan ağır zırhlı askerleri ezeriz." "Savaş taktiği şaşırt- kaç ise peki?" Austin'in soruları sözlü sınava dönmüştü. Sıkıntı ile iç çektim. " O zaman da dairesel haber yöntemini kullanırım." Bacaklarımı masadan indirdim. "Başka herhangi bir soru?" Parşömen üzerinde belirlediğim üç farklı savaş planını Austin'e uzattım. "Akşam üstüne konuşmak için yanınıza gelirim." Lorenzo kızı başıyla işaret edip çadırdan çıktığında şiltede oturan kıza döndüm. Sohbet boyunca beni izlediğini göz ucuyla görmüştüm. "Kitap okumayı bilir misin?"

Roma'nın Kanı (GXG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin