46

150 26 2
                                    

VALERIA


 Korkuyla Luizianonun uyanmasını bekledim, kalbim deli gibi atıyordu. 

Yaşanan her neyse doğru değildi. Yüzleşmekten korkuyordum.

 Çıkıp gitmeyi çok istedim. Tam yataktan inip giyinecekken kıpırdandı. Gözlerini araladı, hafifçe doğruldu. Çıplak olduğumuzu fark ettiğinde yüzüme baktı. Duygusuz ve sinirli görünüyordu. "Ne yaptın sen?" "Ben bir şey yapmadım, hatırlamıyorum." 


Agresifçe yataktan aşağı indi.

Çıplak adam giyinirken örtüyü çıplak göğüslerime çektim, Luizianoya baktım. "Gerçekten ben bir şey yapmadım. Hatırlasam ona göre davranırdım." 

Pantolonu yukarı çekerken konuştu: "En başta sana insan muamelesi yapmamalıydım." 

Bu laflar canımı o kadar yakmıştı ki... 

Parmaklarımın arasındaki örtüyü sıktım. Tümüyle giyinip sinirle odadan çıkana dek Luiziano'yu çekingen gözlerle izledim. Kapıyı çarpıp çıktığında yataktan indim. Kıyafetlerimi yerden topladım. Suç birine ait değildi, ikimiz de uçmuştuk. 

Ama Luiziano sevgilisini aramaya giderken böyle bir şeyin yaşanması çok yanlıştı.

 Mahcubiyetle gözlerimi yere diktim, arkadaşlığımız mahvolmuştu. Yürürken canım yanıyordu, kasıklarımda garip bir ağrı vardı. Eğilip baktığımda iç bacaklarım ısırık ve morarıklarla doluydu. Utançla iç çamaşırımı üstüme geçirdim. Luiziano'nun da benim gibi hiçbir şey hatırlamamasını umuyordum, çok içmişti. Ve hatırlayacak halde olsaydı, bana yaklaşmazdı. Biliyordum.

Olan olmuştu, elimden bir şey gelmiyordu. Aynaya baktığımda morarıklarla kaplı boynumu nasıl kapatacağımı bilemedim. Tek çözümüm pelerini sonuna kadar başıma çekmekti. Mutsuzca merdivenlerden indim, gözlerim Luiziano'yu aradı

Mutfakta başını eline yaslamış, düşünerek şarap içiyordu. Çekingence karşısına oturdum. Mutfağa ev sahibesi geldiğinde kahvaltı istedim. 

Luiziano'nun yüzüne bakamıyordum. O ise yüzüme bakmıyordu.

 Suçlu değildim, yine de yaşanan şeylerin açıklaması bende değildi. Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacaktı. Luiziano'yu ne kadar sevsem de bir daha onu görmeme düşüncesi ile avunuyordum.


 Bu şekilde bitmesi acı vericiydi.


Gün boyu yan yana otursak da hiç konuşmadık. Luiziano uyurken umutsuzca onu izledim. En sonunda çekinerek yanına kıvrıldım, biraz kestirmek için gözlerimi kapattım.

 Uyandığımda Luiziano beni bekliyordu. Sandalyeye oturmuş, kollarını kavuşturmuştu. Uyandığım an çektiği sandalyeden kalkıp dışarı çıktı. Gözlerimi ovuşturarak peşine takıldım.

 Birlikte şehirde balık yerken tek kelime etmedik. Sessizlik bu zamana dek yaşadığım en sesli sessizlikti. İç huzur denilen şeyden iz kalmamıştı, devamlı kötü hissediyordum.

 En sonunda dayanamadım. "Luiziano... Sadece unutsak. Bırak unutalım. Yeraltında ne olacağını bilmiyoruz ve son anları böyle geçirmek istemiyorum. Lütfen. "

 Sadece yüzüme bakmakla yetindi. Sonrasında önündeki balığı ayıklamaya devam etti. Çaresizlikle ortadaki salatayı aldım, tabağıma döktüm. O anda konuştu: "Tamam."

Roma'nın Kanı (GXG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin