SERENES
"Bana Chiron'u çağır." Mektubu keseyle birlikte Merkür'ün oğluna uzattım. "Chiron ile birlikte döndüğünde bunun iki katını alacaksın. Yemini bozarsan kemiklerin benimdir." Oğlan güldü, geri dönüp taht odasından çıkarken arkasından baktım. Yeni yeni şafak söküyordu ve içimde garip bir his vardı. Huzursuzdum.
Alnımı ovuşturdum. Tanrıçadan öğrenmem gereken şeyler vardı, öğrenmek istemiyordum.
Duyabileceklerimden korkuyorum.
Talim için Daario beni bekliyor olmalıydı. Hazırlanmak için odaya çıktım. Zihnim her zamankinden doluydu.
"Yaşlı adam sizi böyle görse üzüntüden ölür." Yine yıkılmaya başlamıştım, düşüncelerim yine beni yutuyordu. Daario kılıcını kınına soktu. "Gerçek bir ölüm kalım anı olmadığı için bu denli dağınık olabilirsiniz. Lakin benim kılıcım da en az bir düşmanınki kadar keskindir." Kılıcı beklenmedik bir hareketle suratıma savurdu. Anında sert bir hamleyle kılıcımı kaldırdım. Demirler birbirine sürterken kulak tırmalayıcı ses mahzeni doldurdu. "Bakın, buradaymışsınız." Daario'ya sinir olmuştum ama haklıydı. Kendimi toparladım ve adım attım.
Talim sonrası ağırlık antrenmanlarını da bitirdiğimde yorulmuştum. Yeni ağırlaştırılmış programa alışmaya çalışıyordum. Yemeği odaya söyleyip merdivenleri tırmandım. O anda Valeria aklıma geldi.
Valeria'yı görmek istiyorum.
Bu düşünce hoşuma gitmiyordu. Alba'nın dediklerini hatırladım. Utançla başımı sallasam da inkar etmemek için çabalıyordum. Kapıdaki muhafız Alexei'in omzuna vurdum. "Bana yatak kölesi Valeria'yı getir."
Soyunup aceleyle hamama daldım. Hızlıca yıkanırken aklımdan yüzlerce düşünce geçiyordu. Geçen gün gelen savaş notasını hatırladım.
Pers prensi.
Havluyla saçlarımı kurutarak hamamdan çıktım. Kendimi yüzüstü yatağa bıraktım.
Giyinmek istemiyordum.
Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerden sıyrıldım. Telaşla yatak örtüsünü üstüme çektiğimde ne yaptığımı fark ettim. Çıplak görünmekten rahatsız olmazdım, beni Valeria'nın açık kıçımla yatakta yüzüstü yatarken bulmasını ise istememiştim. Kendimi toparladım. "Gel."
Elinde tepsiyle Valeria odaya girdi. Üzerindeki tül elbise balkon kapısından içeri giren meltemle dalgalanıyordu. Saçları hala ördüğüm gibiydi. Göğüslerime kadar çektiğim yatak örtüsü ile öylece duruyordum, Valeria bunu beklemiyor gibi duraksayıp bana baktı. Bu şekilde geçen birkaç saniye sonrasında kendini toparladı, masaya döndü. Saçlarındaki boncuklar tepsiyi masaya koymak için yürürken birbirlerine çarpıp sesler çıkartıyordu.
Ne diyeceğini bilemiyor gibi bir ifade vardı yüzünde, derin bir nefes aldı ve konuştu: "Günaydın efendim."
"Günaydın Valeria."
Giyinmek için yataktan kalktım. Dolaba kadar yürürken Valeria bir şey demek ister gibi bana döndü, çıplak olduğumu görünce aceleyle kafasını çevirdi. Dolaba yürürken umarsızca konuştum: "Bakabilirsin. Her çıplak kadın gördüğünde başını böyle çevirecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roma'nın Kanı (GXG)
Historical FictionSavaş sonucu Roma'ya esir alınan Nouvilleya, açık arttırmasında imparatoriçenin dikkatini çeker. Saraya seks kölesi olarak alınır ve ismi Valeria olarak değiştirilir. Bu esnada acımasızlığı ile tanınan İmparatoriçe Serenes'in fetihler ve lanetli b...