44

177 27 5
                                    

SERENES


Tuzlu havayı içime çektim. "Sen ölümlü değilsin." 

Yaşlı kaptan boğazını temizledi. "İşine git çocuk." Kaptan yanımdan kalkmadan önce adamın deniz mavisi gözlerine baktım. "Neptün mü yoksa sıradan bir su tanrısı mı?" 

Adam duymazdan geldi. 


Kahretsin, bilgiye ihtiyacım var.

Kalkıp adamın arkasına takıldım. "Yeraltına gidiyorum. Charon için paraya ihtiyacım var. Pula'yı bir kaptandan iyi kimse bilemez. Bana yardım edin." 

"Buralarda onu bulamazsın." 

"Takasla peki?"

 Adam yüzüme baktı. "Sen hangi tanrınınsın? Aptal inadına bakılırsa Merkür derdim."

 Başımı salladım. "Sadece nerede bulabileceğimi söyleyin. Yoksa Styks'te yüzmeye kalkışmaktan başka çarem kalmaz. " Adam güverteye tükürdü. " İnsan tarafın yanar. Kalkışma." 

"Öyleyse ne yapmalıyım?" Suratıma tartarcasına baktı. Adamın yaşlı gözleri kederli ve pusluydu. Yalvarır gibi baktım. "Sevgilimi bulmam gerek." Adam bir süre daha öylece suratıma baktı. 

En sonunda teslim olmuş gibi umarsızca konuştu: "Şehrin dışında Arcus kızlarından birinin antikacı dükkanı var." 

Gülümsedim. Önüne dönmüş giden adamın arkasından yürümeye devam ettim.



Odaya döndüğümde Valeria pelerinini çıkartmıştı, yaşlı gözlerle yatağımda uzanıyordu. Ne desem bilemedim. Ağladığını fark etmemiş gibi yapmaktan başka çare bulamadığımdan yüzüne bakmadan konuştum: "Pula'ya vardığımızda altını nereden bulacağımızı öğrendim." 

Çantanın içini kurcalamaya başladım. Valeria ile göz göze gelmemeye çalışıyordum. Usulca mırıldandı. " İyi."

 İç çektim. Beni kendiyle ilgilenmek zorunda bırakıyordu. Arkamı döndüm, yatağa yürüdüm. Yanına yattım. "Gel velet." 

Yüzüme baktı. Gelip göğsüme yatması için bir işaret yaptım, göğsümü sıvazladım. Ağlarken aniden kahkaha atmaya başladı. "Hadi oradan, gelip göğsüne yatmayacağım." 

"Sen bilirsin." Pencereye kafamı çevirdim. Hava açıktı. Bir süre öylece dışarıdaki durgun denize baktıktan sonra dayanamayıp kıza döndüm. "Ama yatsan ne kadar huzurlu olduğuna şaşardın benden söylemesi." Tereddütle suratıma baktı, en sonunda dayanamayıp güldü. Yaşlı gözlerini avuç içleri ile silerken konuştu. "Belki bir denemekten zarar gelmez." Dalga geçmeye başladım. Kollarımı kıza uzattım. "Annene gel, çocuğum."

Başı göğsümde, uzunca bir süre yattık. Ellerimi saçlarının arasından geçirdim. O esnada başının arkasında uzun saçlarına nazaran yeni kazındıktan sonra uzamaya başlamışa benzeyen sakal gibi saçları hissettim. Kız acıyla dişlerinin arasından bir ses çıkardı. "Pardon, orana ne oldu?" Tekrardan yavaşça başını göğsüme koydu. "Ignicia kafamı kavgada yere vurduğunda yarılmıştı. Dikmek için saçları kazıdılar. Bugün topuz yapmayı unutmuşum." 

Ah Ignicia.

"Anladım."

Pula'ya inene kadar zamanın çoğunu birlikte geçirdik. Yalnız kalmaya ihtiyacım olsa da Valeria'yı geri çevirmek istememiştim. Rastgele şeylerden bahsediyorduk. Anlattığı saçma hikayelerle kafamı dağıtmaya çalışan Valeria'yı iyiden iyiye sevmeye başlamıştım. 

Roma'nın Kanı (GXG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin