52.Bölüm İnci'den

5.2K 254 24
                                    

İyi Okumalar🌹

Gözlerimi açtığımda odamızın penceresinden gördüğüm kadarıyla hala sabah olmamıştı.Hatta gecenin bir vakti bile olabilirdi.Yatakta hafif doğruluğum da Cihan'ın derin uykuda olduğunu farkettim.Yatağımın yanındaki komodine yönelip küçük alarma baktığımda saat gecenin üçüydü.Sessiz ve ağır hareketlerle yataktan kalktığımda çıplak üstüme Cihan'ın gece üzerinden yırtarcasına çıkarıp attığım t-shirt'nü giyindim.Lavaboya gidip işimi hallettikten sonra yatak odamıza geri dönecekken kendimi mutfakta buldum.

Akşam yiyemediğim mangal tabağı gözümün önüne gelince iyice iştahım kabardı.Normalde yemekleri Fadime annelerde yapıp yediğimizden kendi evimizin dolabına pek birşey almaz çay kahve haricinde yemek de pişirmezdim o yüzden buzdolabı da boş olurdu.Fakat hamile kaldığım günden beri Fadime anne bir yandandan kendi annem bir yandan günlük yemekler hazırlayıp dolaba koyarlardı meyve tatlı hatta ve hatta dondurucuya bile pişirmek istersem diye birşeyler bırakmışlardı.

"Aman kızım gebesin sen aç kalma ye ki kuvvetin yerinde olsun."diye kırk kere tembihlemişlerdi.Aklıma annemlerin tembihlediği binbir nasihatleriyle paytak adımlarla buzdolabına doğru yürüdüm. Işığı bile açmadan sadece dolabının ışığıyla gözüme takılan meyve tabağına bakıp meyveyle karnımı doyursam yeterli diye düşünüp beklemeden üzümlerden yemeye başladım.İki üç derken meyve tabağını kucağıma alıp buzdolabının önüne oturdum.

Bu yorgunluğumun ve halsizliğimin sebebi tamamen Cihandı.Bir yandan üzüm yiyip bir yandan ağzımın içinde mırıldanıyordum"Bu gece ki halimiz de neydi öyle kendini kaybetti adam resmen."lafımın bitmesiyle dudağımın kenarı kıvrıldı ağzıma bir üzüm daha atıp"Benim sanki ondan farkım varmış gibi adama diyorum birde kendini kaybetti diye,sen adama hepsini içimde istiyorum de adam kendini kaybedince de suçla,bende az değilim vallahi." mutfakta kendi kendime konuşup kendi söyledikerime kıkırdamaya başladığımda Cihan uyanır korkusuyla elimle ağzıma kapatıp durdurdum kendimi.

Sussam da düşüncelerime engel olamıyordum peki dokunuşlarına ne demeliydi git gide tehlikeli bir hal almaya başlamıştı,bana dokundukca yanıyordum yandıkça ağzımdan pis ve kirli sözler çıkıyordu bunlar da Cihan'ı tahrik ediyordu.En son söylediği cümle geldi aklıma dudağımın kenarı kıvrıldı tekrar.

"Gel koynuma yavrum gel,bu gece dinlenip dinlenip becereceğim seni."

Bir ayın verdiği hasretle tamamen kendinizden geçmiştik dokunuşları sertliği sözleri aklıma geldikçe bacaklarımı birbirine bastırdım.
"Gece vakti elimde nimet düşündüğüm şeylere bak Allah'ım bu adam ne hale getirdi beni böyle."Birde gece gerçekten dediğini yapacaktı.Tam daldığım uykumun en tatlı yerinde arkamdan sarılıp boynumun ve omzumun heryerine öpücükler kondurarak uyandırmaya çalışıyordu.O kadar yorgun ve halsizdim ki asla gözlerimi açamamıştım uyanmayacağımı anladığında daha fazla kıyamayıp beni göğsüne çekip sarılıp geri uyumuştu.

Ağzıma gelen farklı tatla yüzümü buruşturdum,düşüncelerime kendimi okadar kaptırmışım ki üzümlerin bittiğini şeftaliden yediğimi farketmemiştim.Üzümün tatlılığından sonra şeftali daha tatsız gelmişti ama soğuk soğuk da iyi gidiyordu.Ağzıma bir dilim şeftali attığımda kıprtılar duyduğumu farkedip tekrar kendi kendime"Cihan mı uyandı acaba?"diye mrıldandım.

Ağzım dolu olduğundan ona seslenemedim uyanmamışsa da kaldırmayayım diye ses de etmedim.Ama Cihan çoktan kalkmış evin içinde beni arayıp bir yandan sesleniyordu.

"İnci?"

"Neredesin güzelim?"

Lavabo kapısını tıklattığını duydum;
"Lavaboda mısın?"

İnci | Nârin Bir HazineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin