~23~

2.8K 163 38
                                    

Gözlerimi hafifçe araladığımda güneş ışınları gözüme hücum etti. Gözlerimi kısıp diğer tarafa kaçtım. Ateş'in göğsüne çarpmamla dün geceyi hatırladım. Yüzüme içten bir gülümseme yayıldı.  

Onun yanımda uyuduğunu unutmuştum. Uyurken bile kaşları çatıktı. Mavi gözleri üzerimde dolanmadığı için yüz hatlarını iyice zihnime kazıdım. Ateş her ne kadar gülümseyip bana asılsa da içine kapanık birisiydi. Onun hakkında çok az şey biliyorum. O kadar az şey biliyorum ki, kendimden utanıyorum. Onunla ilgili olan her şeyi bilmek istiyorum. Bir zamanlar insanların yüzünü bile görmek istemeyen ben şimdi, içlerinden bir tanesinin her şeyini bilmek istiyorum. Tuhaf.

O da benim hakkımda hiçbir şey bilmiyordu.

Yüzüme buruk bir gülümseme koydum. Karışmış saçlarına elimi daldırıp, oynamak istiyordum ama fazla huzurlu görünüyordu. Onun uykusunu bölmeye hakkım yoktu.

Güneşten kaçıp ona sokuldum. Yeniden uykuya dalmak zor olur diye düşünürken göz kapaklarıma filler oturdu.

Fazla uyumanın verdiği rahatsızlıkla gözlerimi açtım. Fazla uyumaktan rahatsız oluyorum. Dijital saate bakmak için kafamı kaldırdığımda  Ateş'i yanımda bulamadım. Gitmiş olmalıydı. İçimde tahtan indirilmiş hükümdarın hüznü doldu. Elbette gidecekti ama bana gideceğini söylemesini isterdim.

Gözlerimi ovuşturup, güne bu huzursuzlukla nasıl devam edeceğimi düşündüm. Zaten ruh gibi geziyordum. Birde bunun üzüntüsüyle kim bilir neye benzerdim. 

Neye benzeyeceğimi biliyorum. Varlığım bile hissedilmeyecekti. Hayalet gibi bir o yana bir bu yana savrulacaktım. Saçlarımı karıştırıp içimdeki hüzünle başa çıkmanın yollarını aradım.  

Ateş'in keskin ve erkeksi kokusu yastığa sinmişti. Kokuyla birlikte buruk anılar beynime üşüşmeye başladı. Bundan kaçmak için hızlıca üzerimdeki örtüyü ittirip kalktım. Peşimden gelen anılardan kaçıyordum. Şu anda onu hatırlayıp da eski hayatıma devam edemem. Bu harika bir kitap okuduktan sonra gerçek hayata dönmek gibiydi. Çok kötü hissettiriyordu. Oysa ben hep kitaptaki hayatta kalmak istiyordum. Oradaki dünya harikaydı. Yazarlar iyi iş çıkartıyordu. 

Ama gerçekler acıydı. Esneyip hızlıca odadan çıkmak için adımlarımı sıklaştırdım. Fazla ani hareket ettiğimden mi bilmem başım dönmüş ve gözlerimin kararmıştı. Komodine tutunup kısa süre içinde kendime geldim.

Anlam veremediğim bu olayı önemsemeden saçlarımı kulağımın arkasına tıktım. Baş dönmesi uzun zamandan beri ilk defa baş gösteriyordu. Bunu biraz garipsesem de normalmiş gibi kabul ettim. Doktora gitmek başıma iş açardı. 

Paytak adımlarla alt kata inmeye başladım. Burnuma dolan kokularla zihnim uyandı. Annem ve babam dönmüş müydü? Hayır, onların gelmesine daha çok var.

Bu kadar çabuk dönemezler. 

İkisinden birini görme umuduyla hızlıca merdivenleri indim. Neden bu kadar erken döndüklerini öğrenmeliyim. Mutfağa geçiş yaptığımda Ateş'i karşımda görmemle dona kaldım. O gitmemiş miydi?

Gitmemişti. Ağzım kulaklarıma vardı.Gülüşüm bir türlü suratımdan eksilmedi. Yemek yapıyordu. İkimize.

Elimle ayağım birbirine dolandı. Aptal gibi hissettim. Daha önce bu kadar mutlu hissetmemiştim. Kanatlanıp uçacak gibiyim.

Geldiğimi fark edince dişlerini göstererek güldü.

"Günaydın." Diyip işine geri döndü. Ne pişirdiğini anlamak için yanına kadar gittim. Kalçamı tezgaha yaslayıp ona baktım. Karışmış saçları alnına düşüyordu. Perçemleri var sayılırdı. Saçlarını kesmemişti. Kısa saçta ona yakışmazdı zaten. Gözleri uzun zaman önce uyandığını ispatlıyordu. O kadar süre içinde ne yapmıştı ki? Beklemek sıkıcı olmalıydı.

Kara CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin