~28~

1.7K 72 4
                                    

Her şey en kaba biçimiyle yeniden canlanmaktaydı.  

Beslediğim tüm kötü duygular kuluçkadan uyanıyor ve Göksu'nun etrafını sarıyordu. Kin, öfke, nefret, azap ve daha fazlası Göksu'nun üzerine kara bulut gibi toplanıp çöktü.

Ona bakan eski ben değilim. Daha derinden izliyorum onu, avının peşinde olan aslan gibi izliyorum. Oracıkta onu avlamam için bekliyor sanki. Sadece boynuna dişlerimi geçirip ölene kadar beklemem gerek.

Hiçbir şeyden haberi yok. Tüm gerçekliğin aksine masum gibi bakıyordu. Onun kara gözlerinin masum bakması imkansız gibi bir şeydi.

Şimdi üzerine atılsam, dişlerimi şah damarına geçirip vereceği son nefesi zevkle dinlesem ne çıkar?

Onun kanını istiyorum, en vahşi şekilde. Daha önce istemediğim kadar Göksu'nun ölmesini istiyorum.

Lakin bunun bir yeri var. Şimdilik gitmesine izin verdim.

Hala topuklu ayakkabılarının sesini duyabiliyorum. Bu ses bana gitmemi, onu takip etmemi emrediyor.

Prangalarımı kıran duygularıma sahip çıktım. Zamanı değil. Ceylanın yaşamak için biraz daha mühleti var. Sonrasında kimse onu elimden alamayacak.

Sesler kesilince hemencecik aynanın karşısına geçtim. Yansımam her zamankinden daha çirkin bir yansımaya dönüştü.

Aslında dış görünüş olarak epeyce kadınımsı ve ateşli. Ama gözler... Beni ele veriyordu. Mavinin güzelliği bile karanlığın ev sahipliği bu gözleri örtemezdi. Derinde daha önce kimsenin fark edemediği bir kötülük içimde canlanıyordu. Derimi yırtıp dışarı çıkmaya hazırlanıyordu.

İlk defa bir şeyi hissedebiliyorum. O kötülüğün canlılığını hissedebiliyorum.

Kirli, çirkin ve fesatlık vardı. Niyeti çok kötüydü.

Kafamı hafifçe sağa ve sola eğerek aynada kendime bakmaya devam ettim. Sarı saçlarımla oynayıp üzerimdeki elbiseye baktım.

Kiraz'ın bana yakıştırdığı beyaz değil. Olmak istediğim siyah da değil. Açelya'nın bahsettiği lacivertlikten de eser yok. Gri desen hiç değil.

Elbisenin şarap kırmızısı olmasına bir anlam veremedim. Ve kırmızının bana bu kadar yakıştığını bilmezdim.

Kırmızının anlamı neydi?

Gücün ve azmin rengi, liderlerin rengidir kırmızı.

Dışarıdan süzülen sesleri gözlerim kapalı dinlemeye başladım. Sanki bir keman eşliğinde yavaşça dans eder gibi. Rüzgarın beni götürmesine izin verebilirdim ama ayaklarım Göksu'dan kurtulana kadar Kara Cennet'e zincirlenmişti.

Önce gökyüzüne kızan şimşeğin sesini işittim. Sonra da yağmur başladı. Sesini işitebiliyorum. Kim bilir yağmuru hissetmek nasıldı? Bazıları yağmuru severdi, bazıları da sevmezdi.

Hissedebilseydim hangi guruba girerdim acaba?

Yağmurun sesi şiddetleniyordu. Kara Cennet'in iflah olmayan kaldırımlarını temizlemeye çabalıyordu. Oysa bu kaldırımlardaki alkol, sigara, kan asla yıkanamazdı.

Bunlarla sınırlı değildi kaldırımların şahitlikleri; hamile kaldıklarından habersiz birçok genç kız geçmişti üzerlerinden. Borca batanlar da çabası.

İçimde dışarıya çıkmaya çabalayan yeni bir kişilik var. Adeta ruhumda çetele tutuyor. Tırnaklarıyla kaburgalarımı parçalayacak ve beni tamamen yok edecekti. Şimdilik benim bedenimi kullanıyordu.

Kara CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin