~3~

5.7K 336 14
                                    

Sıla'nın şarkısı çalmaya devam ederken zil çaldı. Benden yaşça büyük olan kuzenimi içeri aldım. Beyaz renkle döşenmiş salondan odama geçtik. Ben yatağıma oturduğumda kuzenim hala ayaktaydı.

''Otursana.''

''Aslında bir yerlere gideriz diye düşünmüştüm.''

  Kaşlarımı kaldırdım ve ona baktım. Uçlarını kırmızıya boyattığı saçları ile oynuyordu.

''Hadi biraz eğleniriz.''

''Nereye gideceğiz?''

''Kara Cennet'e.''

''Kara Cennet?''

''Evet, sert içkileri vardır.''

''Bara gitmek için küçüğüm.''

''Yapma Çağrı sadece 17 yaşındasın. Olgun gösteriyorsun sorun olmayacak.''

Onunla gitmek gibi bir niyetim yoktu ama kötü kızlar böyle mekanlarda takılırdı. Kabul anlamında kafamı salladım. Ama üzerimde ki kıyafetleri kurtulmam gerekirdi. Dolabımdan en uygun kıyafetleri seçtim. Ayakkabılarımı giyerken;

''Eyeliner diye bir şey duydun mu?''

''Evet.''

Çantasından siyah eyelinerini çıkardı. Sürmesine izin verdim.

''Vay be! Gözlerin daha da ortaya çıktı. Kesinlikle 17'den daha olgun gösteriyorsun.''

Evden çıkarken kuzenimin övgüleri devam ediyordu. Kara Cennet denilen yere geldiğimizde Kara Cennet'in barların bulunduğu bölgeye dediklerini anladım. Ben hangi yöne gideceğimi bilmezken kuzenim kendinden emin bir şekilde adına bakmadığım bara  girdi. Bende arkasından ilerledim. Arkamdan gelen motor sesi ile kenara çekildim. İki kız deriden oluşan kıyafetleri ile motordan indiler. Oldukça çekiciydiler. Onların arkasından bara ilerledim. Aslında garip tipli ellili yaşlarında adamlar beklerken içerisinin gençlerle dolu olduğunu fark ettim.

İşte bu garipti. Kuzenim kendini müziğe kaptırmış dans ederek yürüyordu.

''İşte burası benim favorim. Çoğunluğun genç olduğu bar.''

''Fark edebiliyorum.''

  Dedim mırıldanırcasına. Koluma dokunan birisi vardı. Kaşlarımı çatarak oraya döndüm.

''Sen.''

''Selam. Adın neydi ya?''

''Çağrı. Senin?''

''Yazın yetişir, kırmızı, bir salkımda iki tane bulunur. Dizisi de var.''

''Vişne?''

''Yapma! Dizisi var diyorum. Uzayda mı yaşıyorsun? Kiraz.''

''Kiraz.''

İsmi değil de " uzayda mı yaşıyorsun?" Sorusunda kalmıştı aklımda. Evet, Dünya uzayda bulunduğuna göre orada yaşıyordum. Okulda tanıştığım kızdı. Kahverengi saçları ve çilleri ile sevimli duruyordu. Ben Kiraz ile birlikte yürürken kuzenim ortalıktan kaybolmuştu. Taburelere oturduğumda Açelya'nın burada garson olarak çalıştığını fark ettim. Kiraz içmeye devam ederken ben içiyormuş gibi yaptım. Kiraz kafayı bulmuş bir şekilde girişte gördüğümüz kızlardan güzel olanı gösterdi.

''Melis ve Ateş. Sırf Ateş sarışın seviyor diye okuldaki tüm sarışınları yolan kız ve onun kardeşi Buse.''

Şimdi okulda neden sarışın yoktu anlaşılıyordu. Bunlar da adını çok duyduğum Sarışın Kardeşlerdi. Gerçekten çok taşlardı. Kuzenim kolumu tutarken ona dönüyorum.

''Buradan tüymemiz lazım. Polisler kimlik kontrolü yapmaya gelecekmiş.''

Şaşkınlığımı yüzümden sildim. Girişten çıkmamız imkansızdı. Üst katı gözüme kestiriyorum. Kuzenimi ve Kiraz'ı oraya çekiyorum.

''Nereye gidiyoruz?''

''Burasının yangın merdiveni var mı?''

''Yok.''

Kahretsin. Kahretsin Kiraz! Merdivenleri takip edip çatı katına çıkartıyorum hepsini. Binaların yan yana olması oldukça güzel.

''Burada ne yapacağız?''

''Atlayacağız.''

  Diye cevaplıyorum Kiraz'ı. Kuzenim;

''Bana uyar.''

''Bana uymaz. Yükseklik korkum var benim.''

''Ya atlarsın Kiraz ya da polisler senin küçük kaçamaklarını yakalarlar.''

Ben ve kuzenim biraz geriye gidip olduğumuz binadan karşı ki alçak binaya atlıyoruz. Ben kusursuz bir iniş yapıyorum. Kuzenim hafif yalpalıyor. Kiraz derin bir nefes alıp gözlerini yumup atlıyor. Düşüşü dizlerini hafif yaralıyor. Ama bu binaya atlamamın bir sebebi vardı. Yangın merdivenlerine hızlıca ilerleyip inmeye başlıyoruz. Karşımıza çıkan sokak Kara Cennet'e ait değil. Derin bir nefes alıp adımlarımızı normale çevirip yürümeye başladık. Dar sokakların bitimindeki ana caddeye çıktık. Kuzenim kendi evine gitmek için ayrılıyor. Kiraz ve ben kalıyoruz.

''Hava soğukmuş.''

 Deyip ceketini çekiştiriyor.  Cipa hastalığının iyi yanı da sıcak ve soğuğu hissetmememiz. Ana cadde de ilerlerken Ateş isimli çocuğu gördüm. Bende daha uzun. Yaklaşık 185 boylarında. Ben ise 173 boyundayım. Benden 12 cm daha uzun. Suratına baktığımda oldukça yakışıklı olduğunu fark ettim. Melis'in sert bakışlarını şimdi anlıyorum. Bu çocuğu elinde tutmak imkansızdı.

''Nerede oturuyorsun?''

''Sahilin karşındaki sıralı beyaz evlerde.''

''Ateş'te orada oturuyor. ''

  Garip hissettiğim için tepki veremedim. Kiraz;

''Bu kadar heyecan bana yeter. Okulda görüşürüz.''

Diyerek yanımdan ayrıldı. Ben evin yolunu bulunduğu siteye girerken yanımdan siyah araba içinde Ateş'i gördüm. Onlarda kaçmışlardı. Muhtemelen bir arka kapı bulup çıkmışlardı. Camdan çıkardığı elinde sigara vardı. Tam bir kötü çocuktu. Bu da onu arzulanan biri haline getiriyordu. 

Kara CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin