~8~

4K 233 11
                                    

İçimden gelen sigara içme isteğine engel olmadım. Evde sigara bulunmadığı için yarını bekleyecektim. 

Kiraz bu konuda bana yardımcı olamayacağını bildiğimden ilk arayacağım kişi Farah olacaktı. Şimdilik kendimi uykuya teslim ettim.

Sabahın ilk ışıkları gece perdesini çekmediğim için yüzüme vurup beni uyandırmıştı. Büyük bir bıkkınlıkla kalktım. Boy aynasına yansıyan görüntüm hiç de iç açıcı değildi. Birbirine girmiş sarı saçlar,her zaman dikkat çeken mavi gözler. Ayna da kendime izlemekten vazgeçip odamın balkonuna çıktım. Önümdeki denizin benim moralimi yerine getirmesi gerekiyordu ama pek de işe yaramamıştı. Denizin kokusunu içime çektim. Bu daha rahatlatıcıydı.

Bu gün annemler eve geri dönüyorlardı. Aynı zamanda okul vardı. Canım derslere girmek istemiyordu. Hiç bir zaman bir dersten kalma korkusu yaşamamıştım. Şimdi de yaşamayacaktım. Olsa olsa devamsızlıktan kalırdım.

Yaptığım küçük hesaptan bu gün okulu asabileceğimi fark ettim. En azından yarım gün asabilirim.

Esneyerek dolabımın kapaklarını açtım. Fermuarlar ile süslenmiş siyah pantolonu aldım. Üzerine de siyah bir ceket aldım. Hızlıca giyinip saçlarımı taradım. Dışarı çıkmak için hazırlığımı tamamlamıştım.

Ayaklarım beni Kara Cennet'e getirdi. Sabahları daha tenhaydı buralar. Bunun böyle olacağını tahmin ediyordum. Etrafta Farah'ı arıyordum. Esmer ve kömür karası saçlar...

Yanındaki iki kızla konuşurken buldum onu. Üzerinde kot bir ceket vardı. Saçlarını örmüştü. Elinde sigara vardı. Dumanı ustaca bırakırken beni fark etmişti. Yanına gittim.

"Hoş geldin yeni. Fazla hızlı olduğunu sana söylemiş miydim?",dedi. Ona alaycı bir ifadeyle baktım. Başta sigara içmek istiyordum ama şimdi daha farklı bir şeyi tatmak istiyordum. Sigara söndürmek.

Çoğu kız kavgasında yapıldığını biliyordum. Acısını hissetmeyeceğimi biliyordum ama yine de denemek istiyordum.

"Daha önce birisinin üzerinde sigara söndürdün mü?",dedim. Yanındaki iki kız bana bakıp sırıttılar. Buna sinir olduğumu itiraf ediyorum. Farah sigarayı iki parmağının arasına alarak bana baktı."İstiyorsan üzerinde deneyebiliriz.",dedi.

Tüm cesaretimi toplayarak "Olur",dedim. Bana kaşlarını kaldırarak "emin misin?",diye sordu. Kafamı sallayarak kabul ettim. Üzerimdeki ceketi çıkartıp kolumu ona uzattım.

Farah'ın yanındaki kızlar bana alayla bakıyorlardı. Büyük ihtimal acı içinde çığlık atacağımı filan düşünüyorlardı. Onların surat ifadelerini görmek için sabırsızlanıyordum.

Farah sigarayı koluma bastırdığında hiçbir şey hissetmedim. Kızların yüzündeki ifade ciddileşti. Şimdi ben gülüyordum. Koluma oluşan yara izine baktım. Ne kadar sürede iyileşeceğini bilmiyordum. Belki de birazı kalıcı olarak kolumda kalırdı.

Farah ve yanındaki iki kız yanımdan ayrıldıklarında acı hissetmediğim için hastalığı sevdim. Ama bazen acıyı hissetmek istiyordum.

Barın tenha köşesinden ayrılıp taburelerin olduğu kısma oturdum. İçeride çok az insan vardı. Buraya sık sık uğramıştım ama daha cinsel bir içerikle karşılaşmamıştım. Belki de bu yüzden buraya bu kadar çabuk uyum sağlayabilmiştim.

Arkamdan gelen tanıdık gelen sese yöneldim. Ses Ateş'e aitti. Daha dek beni fark etmemişti. Kadın olan barmen ile konuşuyordu. "Ben bir bardak Guinness alayım. Üstüne cila olarak viski.",dedi.

Bu saatte bu içmek doğru bir şey miydi? İçmek için fazla erken değil miydi? Aslına bakarsanız bu umurumda bile değildi.

Ateş beni fark ettiğinde biraz afalladı."Yeni taşınan kız.",dedi yarım ağızla. Bende aynı şekilde "Ehliyetini nereden aldığını merak ettiğim çocuk.",dedim.

Kara CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin