~27~

1.8K 80 5
                                    

Göksu'nun başının belada olması beni bebekler gibi uyutmuştu. Kendime bu kadar zalim olmamam gerektiğini hatırlatsam da Göksu bunu hak ediyordu. 

Yavaşça gerindim ve ağzımdaki tattan hoşlanmadım. Gece uyumadan önce dişlerimi yıkamamış olmalıyım. Yüzümü ekşitmeyi kestim ve yatakta bağdaş kurup oturdum.

Bu gün neler yapacağım?

Şu anda ki en büyük problemim bu. Balo gelip geçmişti. Hiçbir şey benim veya Kiraz'ın beklediği gibi olmamıştı. Buna oldukça fazla şaşırıyorum.

Peki ya şimdi ne yapacağım? Okulların başlamasını neredeyse dört gözle bekliyorum. Bende buna inanmak istemiyorum ama okulların açılması ve kafamın biraz dağılması gerekiyordu. Yoksa bu dört duvar içinde düşünerek çürüyeceğim.

Gece perdesini çekmediğimden pencereden güneş ışıkları gözüme vurup rahatsız ediyordu. Buna daha fazla katlanmadan kalktım ve saçlarımı sıkı bir topuz yaptım. Üzerimde askılı bir bluz ve gri renkli kumaş rahat bir şort vardı. Bunlar yeni geceliklerim olmuştu.

Aynada kendime bakmayı kestim. Uzun saatler boyu uyumak yüzümü ve dudaklarımı şişirmişti. Bu şişiklerin inmesi en az yarım saati bulurdu. Kendimi boş verip eve baktım.

Ciddi bir temizlik istiyordu.

Dudaklarımı büzerek üç saatlik bir temizlik işine girdim. Bazen bu evin kızı mıyım yoksa yardımcısı mıyım, anlayamıyorum.

Bir parçam hiç buraya aitmiş gibi hissetmiyordu. Mantığımsa bunların hepsinin bana miras kalacağını söylüyordu. Bu amansız tartışmadan çıkarak kendimi mutfağa attım. Hemen bir kahve yaptım. Kafein ile arama Ateş bile giremezdi. Sabahları ilk kahveyi ben içerim o kadar. Ateş'i de pek kahve içerken görmemiştim. Nedense elinde hep içki bardağı oluyordu. Bu canımı sıkıyordu elbet. Ona bir şey de söyleyemiyordum. Bu daha çok canımı sıkıyordu.

Kahve kupamı alıp yemek masasına oturdum. O kadar düşünüyorum ki gözlerimi sabitlediğim noktadan alamıyorum.

Bu günkü konum tamamen Göksu idi. Balodan sevinçle ayrılmış olabilirim ama benden sonra neler olmuştu? Sadece Kiraz'ın iyi olup olmadığını kontrol etmiştim. Gayet iyiydi ve eğlenceli bir gece geçirmişti.

Tuğrul ile aralarında nelerin geçtiğini bilmiyorum. Bunu öğrenmeyi daha sonraya bıraktım.

Açelya, Sude veya Eda'nın herhangi bir şeyden haberi yok gibiydi. Olsa da belli etmeyecek kadar kurnazlardı. Göksu'nun bir planının olduğuna eminim. Gömerim sözü sadece sinirle söylenmiş basit bir sözcüktü. Kötü Kraliçe'nin bu günler için acil durum düğmesi olmalıydı.

Elbette ki vardı. O, bunun gibi durumlarla binlere kez karşılaşıyordu. Yedekte bir B planı tuttuğuna eminim. 

Bunlara kafa yorduğum kadarıyla karşı tarafta neler olduğunu merak etmiyor değilim. Göksu'yu on ile on beş yıl içeri de tutacak bilgiyi nereden bulmuş olabilirlerdi? Belki de bulmadılar. Göksu kazara onların eline koz verdi. Hayır, Göksu'dan bahsediyoruz o kimsenin eline kazara koz vermiş olamazdı.

Ya vermişse? Göksu'nun olgun çocuk takıntısı olduğunu biliyoruz. Küçük bir sinir krizi geçirirken ağzından öylece çıkmış olabilirdi. Ya da ihanete uğramış olabilirdi.

Ona ihanet eden biri varsa yürek yemiş olmalıydı. Göksu istediği zaman oldukça kinci olabiliyordu.

Bu kadar çok olabilirlik beynimi sulandırıyordu. Sadece gerçeği bilmek istiyorum. 

O kızların elinde ne var? 

Göksu nasıl bir suç işledi?

Sadece bu iki sorunun cevabını istiyorum ama alamayacağımı biliyorum. Göksu buna asla izin vermezdi. Karşı tarafın peşinde koşturmak istesem de merakımı dizginlemeyi seçtim. Göksu'nun yanında yer alabilirim ama bu Göksu. Yalan söylemekte bir numara. Bana doğruyu söylediğine emin olamayacağımı biliyorum. Kendini kurtarmak içinde beni feda edecekti. Zararlı çıkacağım bir müttefikliğe girmek saçma olurdu. Ve kesinlikle onun sırlarını asla paylaşmama izin vermeyecekti. Sırlarını paylaştığına bile emin değilim.

Kara CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin