Her vote ve yorum daha çabuk yb getirir...
"Evet seni! Sende benimle geleceksin." Belimdeki kolları daha çok sıkarken, ben şaşkınlıkla önünde duruyordum.
"Nereye gideceğiz?" sesimi bastıran katı ses tüm hücrelerimi titretmişti.
"Yolculuk nereye?"
"Eren!"
Fatih'in beni itip karanlık sokakta kaybolması saniyeler alırken bende dengeyi sağlayamayıp yere düşmüştüm. Yerde oturur pozisyonda korkuyla Eren'e bakıyordum, ayakta bana ezici bakışlarını atan Eren bu kez hayal kırıklığına uğramış gözüküyordu.
"Benim burada olduğundan haberim yoktu..." açıklama yapmaya çalışıyordum fakat beni dinlemiyordu.
"Kalk!" Sözleriyle yerden kalkmaya çalıştım. Eren'in elimi tutmasıyla kolayca ayaklandım.
"Teşekkür ederim" mırıldanmıştım. Donuk bakışlarını üzerimde gezdirirken gerildim.
"Nereye gidiyordun minik fare" alayla kurduğu cümleler beni ürkütüyordu.
"Eren sen.. sen yanlış anladın. Kaçmıyordum..." çenemi sıkmaya başladığında kelimelerim boğazıma takılmıştı. Acıyla kıvranıp çenemi sıkan elini itmeye çalıştım, çene kemiğimin kırılacağına emindim.
"Seni her uyarışımda beni salak yerine koymaya çalışıyorsun! Esila sana canını yakarım dedim, sana beni kandıramazsın dedim." Yüzüme karşı bağırırken gözlerimi yumdum, korkunç görüntüsünü görmek istemiyordum.
Adeta delirmiş gibiydi, sessizce onu dinlerken sadece titriyordum. Çenemi sıkan eline tırnaklarımı geçirip beni bırakması için çabaladım, bir anda arkaya doğru itilememle sırtımı sert bir şekilde duvara çarptım, acıyla inleyerek yere yığıldığımda nefesim alamıyordum. Eren'in bakışlarındaki öfke gözünü kararmıştı, yerde boylu boyunca uzanıyor ve sadece kesik kesik soluk alarak öksürüyordum.
Acıyla inlediğimde Eren saçlarımdan tutmuş beni havaya kaldırıyordu.
"Dur... Eren... lü...lütfen dur!" Kesik kesik söylediğim kelimeleri duymuyor gibiydi. Bileğimden tutup beni tekrar duvara yapıştırdı, bu kez duvar ve onu arasında kalmıştım, boğazıma dayadığı kolu beni boğuyordur. Çırpınmalarımı acımasızca izlerken koyu kahve gözlerinden kendi yansımamı görüyordum.
"SEN! BENİM! SABRIMI MI SINIYORSUN?! ESİLA SENİ ÖLDÜRMEM İÇİN BANA YALVARIRSIN!" her kelimeyi bastıra bastıra söylüyordu. Sesini boğuk boğuk duymaya başladığımda çırpınmayı kesmiştim, gözlerim boşluğa doğru kaymaya başlayınca sert bir darbeyle kendime geldim. Beni yere fırlatmıştı, boğazımdaki baskının kalkması tüm oksijeni ciğerlerime doldurdum. Kafamı zoraki bir şekilde kaldırıp Eren'e baktım.
"Kalk! " diyerek kükredi , gözümden akan bir kaç damla yaşa inat ayağa kalkmaya çalıştım.
"Öldürecek misin?" Öksürükler arasında söylediğim kelime boğazımı yırtmıştı.
"Daha değil." Verdiği cevapla gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Boğazımı ovalayarak ayağa kalktım, ona inat yıkılmayacaktım.
"Ben yanlış hiç bir şey yapmadım!" Eren'e doğru yürümeye başladığımda bana gözlerini kısarak bakıyordu. "Ben senin bana yaptığın kötülüklere, işkencelere rağmen arkandan iş çevirmedim. Sen ne kadar bana güvenmek istemesende bunu yapmadım."diyerek onu geçerek ilerledim.
"Ben git demeden gidemezsin Esila..." olduğum yerde durup Eren'e döndüm.
"Git dediğin gün huzura ereceğim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...