"Bunlar daha başlangıç." diye fısıldadığını duysam da umursamadan gözlerimi kapattım, arabanın hareket halinde olması uykumu daha derine çekerken kendimi çoktan o karanlığa teslim ettim.
................
Gözlerimi hafifçe açtım ve karşımda soyunan süliete baktım, Eren pantolonunun üzerine giydiği beyaz gömleğin düğmelerini çatık kaşlarıyla düğmeliyordu.
"Nereye gidiyorsun?" Kısık çıkan sesim odanın sessizliğinde onun dikkatini çekebilmişdi.
"Davet var. Sen uyu, geç gelirim." Yine o korkunç haline dönmüştü, gözlerimi ısrar etmeden kapatıp yeniden uykuya daldım. Dakikalar sonra dudaklarımda hissettiğim baskıya tepki bile verememiştim.
...........
Büyük ve gösterişli olan salona girerken her zaman ki gibi herkesin gözleri üzerimdeydi, Esila'nın yanımda olmayışı kendimi eksik hissetmeme neden olurken daha da agrasif bir hale dönüyordum.
"Merhaba Eren.." Sarı saçlarını savuracak yanıma ulaşan kadına döndüm. "Çok iyi gözüküyorsun, her zaman olduğu gibi." Gülerek bana biraz daha yaklaştı.
"Nasıl gözüktüğümü bilmek istemiyorum!" Kaba bir şekilde kızı geride bırakırken o kaltağın yiğenlerinin, neden kan bağımız varmış gibi davranmaya çalıştığını anlamıyordum. Evet karşımdaki kız babamın, annemin yerine koyduğu kadının yiğeniydi.
Etrafımdaki adamlarımla yerimizi alırken bir kaç mafya babası yanıma gelmek için yola çıkmıştı, adamlar masamızın başında ayakta durarak önlerini iliklediler. "Hoşgeldiniz efendim. Sizi görmek büyük mutluluk!" Kısık bakışlarımla adamı süzüp ayağa kalktım ve uzatılan elini sıktım, ardından yanındaki adamın da elini sıktım.
"Yaptığınız şeyleri hayranlıkla dinliyoruz, yurt dışına sattığınız mal miktarı herkesi şaşkına çevirdi, gerçekten taktir edilecek birisiniz." Diye sözlerini bitirdi sağdaki adam.
"Biliyorum, insanları şaşırtmak için varım." Soğuk ses tonum karşısında afallasalarda yüzlerindeki yalakalık yapan gülümsemelerini silmeden devam ettiler.
"Gördüğüm en soğukkanlı insansınız, Sermah tünelinde doğan yenilmez bir canavar gibisiniz." Ali'nin bana seslenmesiyle adamlara arkamı döndüm, kulağıma yaklaşıp. "Buraya o da davetli." Dedi. Kafamı sallayıp silahımı yokladım. Gece büyük bir çekişmeyle geçecekti.
Arkamı dönüp büyük deniz manzaralı terasa çıktım, yüzüme çarpan rüzgarla karışan saçlarımı elime geriye ittim. Cebimden hızla telefonu çıkarıp kapının önündeki korumalardan birini aradım.
"Buyur abi." Adamın endişeli sesi karşısında derin bir nefes aldım.
"Koruma sayısını 2 katına çıkar!" Gergin bir şekilde telefonu kapatıp arkamı döndüm tok bir kahkahayla gülen Atilla'ya baktım.
"Varlığım seni rahatsız ediyor." Kendini beğenmiş tavrıyla kafasını salladı ve ayaklarına baktı. Itici kahkahası yok olup giderken öfkeyle üzerine yürüdüm.
"Benimle oynama Atilla! Benimle oynarsan bedelini ağır ödersin... Yaşamak istiyorsan Esila'dan uzak dur, seni parçalara ayırıp hayvanlara yem ederim." tehditkar kelimelerim arasında ciddileşti ve sırtını dikleştirdi.
"Evlat ,sakin ol." sakin ses tonuyla balkon demirlerine yaklaştı, aklımdan onu aşağıya fırlatmak geçse de derin bir nefes alıp bu fikri unutmaya çalıştım, bu ibne böyle kolay ölmeyecekti. İlk karşılaşmamızda bıraktığım hasar hala üzerindeydi, mor olan elmacık kemiği o günün anısı gibi bağırıyordu. "Düşündün mü?" soğuk sesine gülerek karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...