52.Bölüm-Kargaşa

32K 1.1K 69
                                    




Endişe içerisinde Ali'ye bakıyordum başımıza gelen bu şey neydi hiç bir fikrim yok fakat içimde ki korku her şeye hazırlıklı olmamı fısıldıyordu, gecenin karanlığında gerçekleşen bu garip hareketli olay karşısında sessizliğe bürünmüş olacakları bekliyordum.

"Endişelenme ona bir şey yapamaz.." Soğuk sesi tenimi ürpertmişti.

"O adamın gözündeki öfkeyi gördüm! Eren'den nefret ediyor ve ona zarar vermeye dünden hazır..."

Yazardan...

Öfke ve nefret akıyordu damarlarından, aklında tek bir düşünce.. Onu öldürmek. Hayatının her saniyesini mahveden adamı yok etmek istiyordu! Çocukluğunu elinden almıştı o adi ve geriye kalan hayatını da elinden almak istiyordu bencilce. Adımlarını daha da sıklaştırdı, evini havaya uçuran bu adamı bu gün yok edecekti. Arkasında hiç bir adamı yoktu bu işi yalnız halledecekti, eskiden olduğu gibi..

Atilla'nın evinin önündeki korumaları geçerek içeri girdi, gözlerinden püsküren ateş korku salıyordu.Önceden gelmiş olduğu evi avucunun içiymiş gibi ilerliyor ve babasının odasına giden yolu takip ediyordu. Karşına çıkan büyük kapıyı hırsla açıp içeri daldı, sıktığı yumruklarla beraber ilerliyordu, büyük misafir salonunu geçerek diğer odaya açılan kapıya ilerledi... Atilla'nın iğrenç kahkahasını duyabiliyordu. Bulunduğu odanın kapısına öfkeyle tekme atıp kırılışını izledi.. Kapının hemen karşısında bulunan çalışma masasındaki adam korku dolu gözlerini gözlerine kenetlemişti, hissettiği korkunun kokusunu alabiliyordu.

"Bende seni bekliyordum aslında" yarı tedirgin sesiyle oturduğu sandalyeden kalktı ve parmağın, önündeki çalışma masasında gezindirerek Eren'e doğru ilerledi, masanın en uç noktasında bulunan klasörü alıp kendinden emin bir şekilde dosyayı göğüsüne itti. "Oku bakalım evlat." ona uzattığı klasörü yere fırlatıp yakasına yapışmıştı hızla.

"Oyun oynamayı kes! Canını alacağım." yeniden odada duyulan tiksinç kahkaha Eren'in öfkesini daha çok körüklüyordu.

"Dur biraz evlat ,bekle. Acele işe şeytan karışır."

"Buradaki tek şeytan benim Atilla..." Yakasından tutuğu adamı masanın üstüne doğru fırlatmıştı, eşyaların yere savruluşu odada büyük bir gürültü oluştururken bu gürültüye eşlik eden tek ses Atilla'nın acı inlemesiydi. "Sana canını bağışladığımı söylemiştim küçük yılan ama sen kafanı ezmem için yalvarıyorsun hemde boş tehditlerle..."  Yerde kafanı tutarak acı dolu sesler çıkaran adamı sinek ezer gibi ayağıyla ezdi.

"Be-nim-le... Uğraşacağına. Sev-gi-li-ni  kurtar!" Kesik kesik kelimelerle Eren'in dikkatini dağıttı. "Dur ve sana bir şey göstermeme izin ver." Diyerek kollarıyla kafasını kollayan Atilla ürkekçe Eren'i izliyordu. Bir adım geri çekilen Eren yerde sürünerek masasına uzanan bu yaşlı adamı izliyordu. Yaşıtlarına göre dinç ve kuvvetliydi fakat aldığı darbeleri kaldıracak kadar değildi. Masaya tutunup ayağa kalktığında masanın ortasında bulunan bir kaç deri kapaklı defterlerin üzerindeki tableti eline aldı. Bir kaç tuşa basıp aksak adımlarla Eren'e yaklaşıp tableti yavaşça eline verdi.

"Sevgilin neredeymiş bir bakalım...." Tabletin üzerinde gözüken yol haritası belli bir noktayı gösteriyordu. "Küçük kızımız burada, bak ne kadar hızlı ilerliyor belirli olan nokta. Söylesene Eren ,Esila kiminle kaçıyor? Ah tabi ki sol kolunla değil mi? İşte durdular... Sanırım ters giden bir şey var." Biten cümlesinin hemen ardından telefonu tüm vücudunu buz tutmuştu. Keskin bakışlarını Avından ayırmadan telefonu açıp kulağına dayadı. sesi kulaklarına ulaşırken yüzündeki ifade donuklaştı.

MAFYA...?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin