Her vote ve yorum daha çabuk yb gelmesini sağlar..! Medyada Fatih ve Eren var."Sana zarar vermek istemiyorum..!" ses tonu tüm hücrelerimi titretmişti. Mahçup bir şekilde kafamı yere eğdim, neden yüzüne bakamıyordum. Ben o gecenin sonunda ona ne demiştim? İçimi ve beynimi kemiren soru artık ağlamama neden olacaktı.
"Ben o gece ne dedim?" demiştim merakıma yenilerek...
...
Koyu kahve rengi gözlerini gözlerime kitlemişti. Hiç bir mimik haraketi yoktu, sanki zaman durmuştu, her şey donmuştu...
Bir kaç dakika sonra belimden tutup beni yine kendine çekti, sarsılarak ellerimi göğüsüne koydum. Korkuyla ona bakarken o da keskin bakışlarını gözlerime dikmişti. Bulunduğum durum beni susuz bırakmıştı, dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissederek dudaklarımı yaladım. Bakışları dudaklarıma kaydığında nedensizce titredim, lanet olsun! Bana doğru eğilerek yüzünü yaklaştırdı. Dudaklarımız arasında bir kaç santim kalmıştı, sıcak nefesini dudaklarımda hissediyordum. Islattığım dudaklarım ılık nefesiyle kuruyordu.
"Benden nefret ettiğini.!" Derken sesi son derece iğneleyiciydi. En azından geceyi saçmalayarak bitirmemiştim, doğru şeyleri söylemiştim. Avuç içlerimi göğüsene doğru bastırarak kollarından çıktım, bakışları üzerimdeyken arkamı dönüp odanın çıkışına doğru ilerledim.
"Yukarıya çık ve koltukta beni bekle." Bana emir vermesini ne kadar sevmesem de dediğini yapmak zorundaydım.
Merdivenleri üçer beşer çıkarak yukarı kata ulaştım. Sessizce koltuğa otururken başıma gelebilecek belaları düşünüyordum. Şimdi neden benim burada beklememi istemişti ki?
Kapı sesiyle ayağa kalkıp kapıya ilerledim, kapıyı açtığımda karşımda Fatih'i görmeyi beklemiyordum. Kollarımı boynuna dolayıp ona sıkı sıkı sarıldım, kendime yakın hissettiğim tek kişi o idi. Nedensiz bir şekilde Fatih'e güveniyordum. Kollarını belime dolayıp bana karşılık verdi. Ondan ayrılıp yüzüne baktım belirli yerlerinde morluklar ve şişlikler vardı, gözünün kenarına kan toplanmış ve kızarmıştı.
"İyi misin" diyerek sessizliği bozdu. Benim onu incelediğim gibi o da beni inceliyordu.
"Bana mı soruyorsun şu haline bak, nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?" Omuz silkip gülümsedi.
"Önemsiz." Derken Eren'in acımasız davranışlarına alışmış gözüküyordu.
"İçeri gel" diyerek kapının köşesine çekildim.
"Abim nerede?" Derken koltuğa çoktan oturmuştu.
"Aşağıda spor yapıyordu." Bana endişeli gözlerle bakmasının sebebini anlayamamıştım.
"Esila, dün gece olanlar... seni öldürür sanmıştım. Yanına gelmesini engellemek için elimden gelen her şeyi yaptım." Kafamı olumsuzca sallayıp ona gülümsedim. Benim için yaptığı tüm fedakârlıklar ona minnet duymamı sağlıyordu.
"Bana dokunmadı bile." Verdiğim cevap hem şaşırtmış hem de onu mutlu etmişti.
Ayak seslerini duyduğumuzda ikimizinde yüzü ciddileşti. Eren'in üzerimizde bu etkiyi bırakması bile beni korkutuyordu.
Kapının girişinde altında havlusu ıslak saçlarıyla bize öfkeyle bakan bir çift göz karşımızda idi.
"Sorun ne." Dudaklarıdan dökülen iki hece ne kadar tehlikeli olduğunu ispat edebilirdi. Elinde tuttuğu baş havlusunu saçlarına sürerek ıslaklığını aldı, ardından havluyu omuzlarına atıp Fatih'ten bir cevap bekledi. Fatih'e diktiği gözleri resmen ateş püskürtüyordu. Fatih koltuktan olabildiğince yavaş kalktı ve Eren'e yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...