Eren'in tüm kasları gerilmiş kaskatı kesilmişti, karşısında yıllar önce öldürdüğü babası duruyordu, ölmemiş ve güçlenmişti. "Şaşırdın?" Diyerek bir adım daha attı. "Şaşırmalısın! At koşturduğun günler geride kalacak bu yüzden şaşırmaya devam etmelisin!"
Eren'in tüm sinir hücrelerini harekete geçirerek gülümsedi, bunun karşısında Eren adamın üzerine atladı, onu bu kez kafasından vurarak öldürecekti, beyninin her parçasını ezerken köpeklere atacak ve öldüğüne emin olacaktı. Tüm geçmiş yeniden gözünde canlandı, annesine her vurduğu sahne beyin hücrelerinde canlanıyordu. Elindeki silahın demirini sertçe kafasına vurup düşüncelerini gerçekleştirmeyi amaçladı. Aldığı sert yumruklar etkisinde sersemleyen adam kısa sürede kanlar içerisinde kalmıştı "9 canlı pezevenk!" Bu adam onun kabusuydu, geçmişte bıraktığı büyük kabus.
"Dur Eren!" Orta yaşlarda olan adam bitkin sesiyle bağırdı. Yumruklarını kesmeden konuşmasına fırsat vermiyordu fakat adam atik bir şekilde altından kalkıp sürünerek duvar köşesine gitti. "Sevdiğin kadının ölmesini istemiyorsan dur!" Üzerine hızla yürürken aniden donakaldı, dediği her bir kelime beyninde yankı uyandırırken dediklerini idrak etti.
"Onun kılına zarar gelirse seni de orospu çocuğu oğlun gibi yavaşça öldürürüm." Adamın yüzündeki ifade bir an olsun değişmemişti. İşte Eren bu konuda babasına benziyordu, duygularını ifade etmeyen ruhsuz bir varlığa dönüşmesi kolaydı.
"İnan bana o güzel kızı öldürmek ben de istemem Eren ama hayat şartları... Bana tekrar dokunacak olursan o kızın güzelliği yada iyi niyeti umuruma gelmez." Eren günlerce dövebileceği adamdan bir adım geride duruyordu, ipin ucunda Esila vardı.. "Şuan o tatlı kızın ölümü tek bir düğmeye bakar, şimdi otur da seninle konuşayım." Diyerek odadaki büyük çalışma masasına yakın olan mavi koltuğu gösterdi. İki yırtıcı hayvanın karşı karşıya geldiği sahnede odayı ölüm sessizliği ele aldı.
"Seni yaşatmayacağım." Diye tısladı Eren, Esila onun pis ağzına dolanmıştı ,bu Eren'in çıldırmasına yetecek bir nedendi.
"Bakalım yaşatmayacağım dediğin adamın köpeği olunca ne yapacaksın ,o zamanda böyle tehditkar durabilecek misin karşımda?" Yumruk yaptığı ellini hemen karşısındaki duvara vurdu, duvarda oluşan çöküklükle gülümsemişti yerdeki adam. "Güçlü olman güzel." Yerden kalkıp kanlı beyaz gömleğini çekiştirdi ve düzeltti.
"Esila'dan uzak duracaksın!" Diye gürledi Eren ,karşısında babası duruyordu ve hissettiği tek şey ona olan nefreti idi.
"Elbette uzak duracağım, tabi sende uzak durursan." Kalbine ok gibi batan sözlerine karşı kaşlarını çattı. "Beni öldürme planları yaptığın yüz ifadenden çok belli oluyor Eren ama bunu bir kez yaptın bir kez daha yapamazsın." Her kelimesi onun için tehditti. "Senin kızına dokunmayacağım ama sende ona dokunmayacaksın, onu bırakıp benim emirlerin altında çalışacaksın!" Zevk duyarak söylediği kelimeler karşısında Eren önünde duran koca çalışma masasını ters çevirdi.
"Senin için çalışmak mı?! Atilla beni tanımıyorsun."Eren işaret parmağını savurarak babasını uyarıyordu. Boş bakışlarla oğlunu izleyen adam düşünceli duruyordu.
"Seni çok iyi tanıyorum evlat, sen benim oğlumsun ve yapabileceğin tüm delilikleri kestirebilmek zor değil. Ne kadar kabul etmesen de sen bana benziyorsun." Onu öldürmek için yerdeki silahı kavradı ve namlusunu ona çevirdi.
"İşimi sağlama alıp bu kez beynini patlatacağım." Atilla öylece karşısında beklerken gülümsemeden edemedi.
"Beni öldürebilirsin Eren, benimle birlikte Esila'nın da canını alırsın sadece. Senin için fazla bir kayıp değildir her halde, şuan telefonumda bir mekanizma bulunuyor. Her gün yenilemezsem küçük sevgilin patlar, bomba hiç bulamayacağın bir yerde Eren bu yüzden çabalama, kaybedeceksin." Sözleri biten babasına hiç hissetmesini bir duyguyla karşılık veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...