Evin bahçesine girer girmez etrafımı bir ton adam sardı, verdikleri tepki korkutsa da az önce yaşadıklarımın yanında hiç kalıyordu. Ali koşarak yanıma gelirken yüz hali beni tedirgin etmişti, soluk soluğa kalmış bir şekilde kolumdan tuttu."İyi misin?" kafamı onaylayarak sallayıp evin kapısında beni öfkeyle izleyen Eren'e baktım, öfkeden deliye dönmüş gözüküyordu. Hızla ona doğru koşmak istesem de tepkisizce yürüdüm, titreyen bacaklarımı sabit tutmak çok zor geliyordu... Eren'in tam karşısında durup bekledim.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?!" ne dediğini tam olarak anlamamıştım. Hırsla kolumu tutup beni evin içine çekti ve gürültülü bir şekilde kapıyı kapattı ardından hızını alamayıp kapıya tekme attı. Korkuyla onu izlerken gözlerim dolmuştu. "Sen korumalardan kaçıp nereye gittin?!" diye haykırdı. Anlamadığım taraf korumalardan kaçtığımı söylemesiydi. "Tuvaletin arka kapısından kaçtığını içeride bulunan kadınlar söylemiş, inkar etmeye kalkma!" duyduğum şeyle gözlerim kocaman açılmıştı. İçerideki sürtükler bilerek kaçtığımı uydurmuşlardı ve ben bu yüzden yalnız kalmıştım! Sırtımı dikleştirerek Eren'e yaklaştım, gözlerine bakarken ne kadar heyecanlansam da onu kendimden soğutmalıydım. Bunu yapmak zorundaydım.!
"Adrenalin olsun dedim, abartmaya gerek yok karşındayım sonuçta." sözlerimle gözleri ateş püskürdü.
"Adrenalin?" diye tekrarladı gözlerime bakarak, kafamı sallayıp gülümseyince beni hızla duvara itti. Acıyla çığlık atıp vücudumu yere bıraktım. "İstediğin adrenalin olsun!" deyip bileğimden tuttu ve beni kaldırdı. Ne yapacağı hakkında hiç bir fikrim yokken beni koltuğun üzerine fırlattı. "Sakın bir yere ayrılma!" diye bağırdı. Hızla yukarı kata çıktı ve yaklaşık iki dakika sonra geri geldi, sırtımdaki acı nefes alışımı zorlarken Eren yanıma geldi. "Nereye gittin?" diye bağırdı suratıma doğru.
"Biraz eğlendim! Yeter be adam kapadın beni dört duvara ,yedim bitirdim beynimi. Sıkıldım anlıyor musun? Yaşıtlarım dışarıda istedikleri gibi özgür, ben bıktım senin emirlerinden. BIKTIM!" oturduğum koltuktan kalkıp bağırmaya başlamıştım. "Senden de ,emirlerinden de! Sıkıldım." aniden beni yere yatırıp üstüme çıktı ve kollarımı başımın üzerinde sabitledi.
"Sözlerine dikkat et ,yakarım canını! Sana ne oldu değiştin böyle?!" tüm dişlerini sıkıyordu ve kendini zapt etmeye çalışıyordu benimse tek yapmak istediğim ona sarılıp uyumaktı.
"Yine tehdit, yine emir. İşte sen bu kadarsın, acizsin! Kabull..." bacağımda hissettiğim sızıyla kasıldım.
"Sana sus demiştim! Ne kadar kırılma noktam olsan da yaptığının bedelini ödersin! Benimle konuşurken kelimelerine dikkat etmen gerektiğini öğrenemedin mi? Lanet olsun sana zarar vermem için elinden geleni yapıyorsun!" tüm evi sarsan ses tonu kulaklarımı sağırlaştırmıştı. Vücudum kasılıp titremeye başladığında nefes alma fonkisyonlarım yavaşlamıştı. Kalbimin ritmi en üst seviyede atarken tüm bedenim eşit şekilde acı çekiyordu.
"Eren.." gözümden akan yaş halıya damlarken çaresizce kıvranıyordum, iğnenin ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu fakat ben ölüme giden beyaz ışığı görüyor gibiydim. "Eren, yardım et.." konuşmakta bile zorlanıyordum o ise acı çekişimi ruhsuz bir şekilde izliyordu.
"Çok istediğin adrenalin salgısı işte, hoşuna gitmedi mi?!" sert ses tonu bana olan öfkesini belli ediyordu.
"Ben... çok.." paniklemiş bir şekilde nefes almayı deniyordum.
"Korkma birazdan düzelirsin." deyip beni yerden kaldırdı, yüzünde garip bir ifade vardı. O da acı çekiyor gibiydi.. Sessizce beni odamıza taşırken yüzüme dahi bakmıyordu bense yakınlaşmamızdan fırsat bilerek kokusunu içime çekiyordum, bu gün ki olaylarda aklıma gelen tek şey olan kokusunu... Bir kez daha içime çekemeyeceğimden korktuğum kokusu. Bedenimi yatağa bırakıp ayağa kalktı, dişlerini sıktığı için çenesi kasılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...