22.Bölüm-kavga

81.9K 2.5K 367
                                    

Her vote ve yorum daha çabuk yb getirir!

"Sen... sen bana ne yapıyorsun böyle?" Fısıldayan sesi kulaklarıma ulaşırken ılık nefesi boynumu okşamıştı. Kafamı kaldırıp gözlerine bakarken heyecanlanmıştım.

Bana ne oluyordu böyle?

Gözlerimi kucağımdaki ellerime indirdim, bakışları kalbimi delip geçiyordu. Yanağıma ponpalanan kan tüm vücudumu yakmaya başlamıştı bile. Erkeksi bir kıkırtı ile yataktan kalktı, alt dudağımı ısırıp ona baktım. Eren nadir gülen biriydi ve şuan benimle alay ederek gülüyordu.

Kıkırtısı erkeksi bir iniltiye dönünce şaşkınlıkla ona baktım, bana yaklaşıp çenemi aşağıya çekti. Dudaklarım dişlerimin arasından sıyrılarak çıkarken gözlerini kırpmadan bakmaya devam ediyordu.

"Şeyy.. ben yemeği getirmiştim." İçeriye giren kadını daha yeni fark ederken Eren umursamadan arsız bakışlarını üzerimde tutmaya devam ediyordu. Yalandan öksürükle kafamı yana çevirerek kendimi geriye attım, sırtım yatak başlığına değerken Eren yataktan kalkıp odadan çıkmıştı bile...

Yanıma yaklaşan kadın tepsiyle birlikte yanıma oturdu, bakışlarımı tepside gezdirirken çorbanın çok fazla olduğunu fark ettim. Göz ucuyla adının Lale olduğunu hatırladığım kadına baktım ,inatçı gözlerle beni izliyordu. Gözlerimi kısıp muzip bir şekilde gülümsedim.

"Ben bu kadar şey yiyemem hem o kadar aç değilim, neden bu kadar çok yemek koydunuz ki?" önce tabağa sonra bana bakan kadın tebessüm etti. Kafasını olumsuzca sallarken inatla omuz silktim, bebek gibi zorla yedirecekleri yoktu ya..?

"Maalesef Eren Bey'in kesin talimatları.." yanaklarımı şişirip bıkkınlıkla elime kaşığı aldım. "Size ben yedirsem daha rahat edersiniz, aksi taktirde duruşunuzdan dolayı dikişleriniz size ağrı verebilir." elimdeki kaşığı doldururken kafamı olumsuzca salladım.

"Gerek yok... ayrıca lütfen sizli bizli konuşmayalım, görünüşe göre uzun süre benim yanımda bulunacaksın ve ben resmiyetten hoşlanmam. Samimimi olmak her zaman iyidir" derken sıcak bir gülümseme sergiledim.

"Peki Esila hanım" kaşlarımı çatıp ona bakarken kıkırdadı. "Kusura bakmayın alışmak zaman alır.." 4. kaşığı ağzıma alırken midem doymuştu bile. Kaşığı ağızımdan çekip tepsiye bırakırken bana onaylamaz bakışlar atıyordu.

"Gerçekten Lale yiyeceğimi sanmıyorum.." derken bakışlarıyla onayladı ve kucağındaki tepsinin kulplarını tutup yavaş adımlarla ayağa kalkarken odadan çıkışını izledim.

Dört duvar arasında yalnız başıma ne kadar kalacaktım, bu şekilde sıkıntıdan patlayacağıma emindim. Sıkıntılı bir soluk vererek yataktaki konumumu en rahat pozisyona getirerek tavanı izlemeye başladım. Bir kaç dakika sonra açılan kapı beni korkutmuştu. Gelen kişinin Eren olduğunu gördüğümde rahatlık çöktü üzerime fakat elindekini gördükten sonra sıkıntıyla soluk vermeye başlamıştım.

"Bunlar bitecek! Bir itirazda bulunursan seni pişman ederim." yatakta toparlanıp gözlerine hayretle baktım, tehdit mi? Ne yapabilirdi hasta bir kıza?

"İstemiyorum Eren... Hem sen hasta bir kıza ne yapacaksın.." sözlerimi kesen kaşık kaşlarımı çatmama neden oldu. Konuşurken kaşığı ağzıma sokmuştu. Hem de en sert şekilde! Kaşığın dişlerime çarpması canımı yakarken Eren'in yüzündeki ifadesizlik sinir bozucuydu. Ağızımdaki yemeği yutup konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki aynı şiddete kaşık beni bulmuştu. Ellerimle kaslı kolunu kavrayıp geriye doğru ittim, bakışları benim ve kolu arasında giderken ağızımdaki çorbayı yutmuştum.

"Bebek mi yediriyorsun be adam? Bırak yemek istemiyorum işte, neyi zorluyorsun." dudakları yukarıya doğru kıvrılırken kaşlarımı daha çok çattım. Komik olan neydi? Baş parmağıyla yüzümü okşarken kaşık yeniden ağızıma girdi.

MAFYA...?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin