"Eren ben seni çok seviyorum, öyle basit değil dediklerin gibi ... Böyle iliklerime kadar seviyorum ,her bakışımda bayılacak gibi hissederek, bana sarıldığında yada dokunduğumda soluklarım kesilerek, kokunu her içime çektiğimde kendimi cennette hissederek seviyorum seni.. Benim sevgime inanamamanı kabul edemem." Erkeksi bir kıkırtıyla ayağa kalktı ve benim minderime oturdu, bedenimi kollarının arasına çekerken derin bir soluk aldı.
"Sen yalan söyleyemecek kadar saf ve temizsin miniğim."
...................
"En sevdiğin yemek ne?" diye gülümseyerek sordum.
"Mantı." aynı gülümsemeyle bana karşılık verirken içimi büyük bir sıcaklık kapladı. Gözlerinin içine bakarak ölmek istiyordum, sadece gözlerinde kaybolmak istiyordum. Saatlerce...
"Peki en sevdiğin tatlı?" yüzünde solan gülümsemesiyle gerildim, gözleri dudaklarıma kaydı. Yavaş hareketlerle üzerime eğilirken gözlerimi kapattım. Dudaklarıma değen dudakları beynimin hücrelerine kadar uyuşturmuştu beni, nazik hareketlerle öpüşmemize derinlik verirken alt dudağımı açlıkla emiyordu. İstekle üst dudağımı da emerek beni sersemletirken ısırarak geri çekildi.
"Sanırım bunun üzerine tatlı tanımam." boğuk çıkan sesi gülmeme neden oldu.
"Peki, başka soru. En büyük korkun.?" saçlarımın ucunu parmaklarının arasında ezerek oynarken düşünüyordu. İlk defa sorduğum soruya karşı uzun süre bekledi.
"Sevmekten." soğuk çıkan ses tonunu işitince moralim bozuldu. Onunla hep neşeli olmak istiyordum ,bu ses tonunu sevmiyordum. "Bu kadar yeter, başla." beni susturup kendisi sormaya başlayınca heyecanlandım.
"Şimdi güzelim küçüklüğünden beri hayal edipte yapamadıklarını say." beynimi anılarımla doldururken canım acımıştı.
Geçmiş..
"Sen odaları topla Esila ,kapıyı kimseye açma biz geleceğiz." teyzemin kızgın ses tonuna kafamı sallayarak cevap verdim. Sadece 9 yaşındaydım ve her gün temizlik yapıyordum, yaşıtlarım sokakta ip atlarken ben elimi aşındıran bir çok deterjanla bulaşık yıkayıp orayı burayı siliyordum.
Teyzem kuzenlerimi prenses gibi süsleyip dışarıdaki arabasına ilerledi, camdan arkalarını izlemekle yetiniyordum. Kalbim acıyor muydu? Kesilikle! Kıskanmıştım işte, giyindikleri pembe balerin eteğini, taktıkları pullu tokaları... Gözümden akan bir damla yaşı silip her zaman yapmakta sorumlu olduğum işleri yapmaya başladım.
..........
Kapı kahkahalar eşliğinde açılınca elimdekileri hızla bıraktım, Kuzenlerim gülüşerek içeriye giriyordu. "Esila koş, sana bir şey anlatacağız." arkalarından odalarına girip ne anlatacaklarını heyecanla bekledim. "Biz nereye gitti var ya... Kocaman lunaparka yeni açılmış, o kadar eğlenceliydi ki... Dimi Sıla." Ayşegül gülerek Sıla'ya baktı.
"Evet ya... Esila keşke sende gelebilseydin ama maalesef seni parka götürebilecek bir annen yok. Üzülme biz gittikçe gelir sana anlatırız.." dolan gözlerime inat gülümsedim.
"Anlatırsınız dimi?" kafalarını hızlıca sallayıp beni onayladılar.
"Tabi anlatırız ama bir şartla.." Sıla bana bir adım yaklaşıp uzun olan saçlarımı eline aldı. "Barbie bebeklerime saç yapacağım biraz saçından verirsen." saçlarıma göz atıp kafamı salladım, aptal değildim kestirecek kadar ama onlar kesmeyi akıllarına koymuşlardı. Ben uyurken de keserlerdi.
"Oyuncakların hepsine bindik çok eğlendik işte, kocaman atlı karıncalar falan vardı bir görsen... Pembe renginde bir sürü at, binince kendini kraliçe gibi hissediyorsun ya onlardandı." hayal ederken gülümsemiştim. "Birde dev dönme dolap.. Ay Ayşegül ile birlikte dünyanın hükümdarı gibi hissettik kendimizi o derece yüksekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...