"Fatih....!" sinsi bir gülüş ile önüne döndü.
"Yuvamıza gitme zamanı..."
..........
Korkuyla Fatih'in kanlı yüzüne baktım, onu gözlerindeki öfkeden tanıyabilmiştim, o gece öfkeyle beni defalarca bıçaklarken gördüğüm gözleri karşımda duruyordu ve bana alayla bakıyordu. Eren neredeydi? Beni Fatih'in ellerine nasıl bırakabilmişti. Gözümden akan yaşlar etrafı bulanık görmemi sağlarken tek söylediğim kelime vardı.
"Eren." sağa sola öylece bakıyordum ,sesimi duymalı ve beni kurtarmalıydı... Her zaman olduğu gibi yine beni kötülerden kurtarmalıydı! Kalbimin ritmi kilometrelerce uzaktan duyulabilirdi, tüm bedenim korkudan titriyordu, nefes almakta güçlük çekiyordum. Kurtulmam gerekiyordu, kurtulmalıydım bu ruh hastasının elinden!
Titreyen ellerime kısa bir bakış atıp ,Fatih'e baktım. Önüne dönmüş ve Eren'in koltuğunda arabayı sürüyordu, onunla gitmek yerine ölmeyi tercih ederdim!! Ellerimi ön koltukta oturan Fatih'in saçlarına geçirdim ve kafasını arkaya doğru çektim, sağ kolumu boğazına dayayıp nefes almasını engellerken araba kontrolden çıkmıştı bile..
"Sürtük!" nefessiz bir şekilde zar zor konuşmuştu.. Fatih'i bırakmadan kafamı kaldırdım ve yola baktım, yol mu?! Otobandan çıkmıştık ve ormanlığa doğru gidiyorduk. "Bırak..." boğuk çıkan sesi ve yüzüme attığı yumrukları umursamıyordum. Büyük bir gürültü sesi ve acıyla sızlayan bedenim beni sarsmıştı.
Gözlerimi dumanlar içerisinde açıp etrafa baktım ,kaza yapmıştık. İnleyerek arabanın camından çıkarken etrafı inceliyordum, ormanlık alandaydık ve hava karanlıktı. Kolumdan akan kanı izlerken bacağıma tutunan şey çığlık atmama neden oldu.
"Bir yere mi gidecektin?! Sürtük!" pislik adam beni bırakmıyordu.
"Bırak beni... Yardım edin, imdat!" çığlık atarak yardım dileniyordum, biri olmalıydı bana yardım edecek.
"ESİLA!" hızla arkamı döndüm. Eren, eren gelmişti...
"Eren , kurtar beni.." Haykırışlarıma karşı bir silah sesi duydum, gözlerimi hafifçe açıp Eren'e baktım omuzundan vurulmuştu.. Fatih'in aniden onun üzerine atması ile çığlık atmaya başladım.
Ortada bir silah ikisi birden boğuşuyordu tesirgince yerdeki silaha yaklaşırken tüm bedenimi ateş almıştı, yerdeki silahı hızlıca alıp titreyen parmaklarımı tetiğe koydum fakat kalbimdeki çarpıntı bayılmama sebep olacak türdendi.
Ikisi başa baş yerde boğuşurken tetiği çektim ve Fatih'e doğruluğum silahı patlattım. Müthiş bir patlama sesinden sonra kapattığım gözlerimi açtım, ikiside hareketinizdi. Biraz daha yaklaşıp Fatih'e baktım, gülerek Eren'in kapalı gözlerine bakıyordu.
"Kim bilirdi Eren Toksoy'un öleceğini hemde bir kadın tarafından.." Tiz bir kahkaha atarken elimdeki silahı fırlatıp saçlarımı çekiştirdim.
"Ne yaptım ben?!
Ne yaptım.!" Kendi kendime tokat atarken Fatih'in ayağa kalktığını gördüm geride kalan adama, ruhumu adadığım adama önemsiz bir eşya gibi tekme attı."Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim güzelim.." İğrenç nefesini yüzüme vururken ağlamaya devam ediyordum.
"Ölmedi. Ben yapmadım, o ölmedi anladın mı?!" Çığlık atmaktan acıyan boğazım canımı yakıyordu. Fatih'in elini dudaklarıma kapatması ve çıkardığı bıçağı karnıma geçirmesi ile bıçaklandığım geceye hatırladım, aynı öfkeli gözler..
"Söz veriyorum mezarlarınız yan yana olacak.." Eren'in yerdeki bedene bakarken keskin bir sızı daha hissettim boğuk bir inleme ile kendimi yere bırakırken nefes almayı bırakmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...