"Yorgunluk..." Omuz silkerek gün boyunca hayalini kurduğum yüzüne yaklaştım ve yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. Geri çekilmeme izin vermeden belimden tutup bedenimi kendine çekti, dudaklarıma büyük ve arzulu öpücüğünü bırakırken bahçeden geçen öğrencilerin dikkatini çekmiştik.... Utanarak geri çekilince Eren'in yüzündeki ifadeyle daha çok gerildim.
"Bir daha öpersen, beni dudalarımdan öp."
..................
Gecenin kasvetli havasında uçsuz bucaksız olan uykumdan uyandıran Eren'in sesi tüm bedenimi kaskatı kesmişti. Karanlıkta yankı yapan ürkütücü sesine kulak vererek yataktan kalktım.
"Bu iyi haber ,Berk hızlıca biletlerimizi hazırla. Evet fazladan bir bilet daha ,onu yanımdan ayırmak istemiyorum." Yatakta oturur pozisyonunda beklediğimi görünce rahatsızca kaşlarını çattı ve telefonu hızlıca kapattı, gözlerimi kırpıştırarak uykunun verdiği sersemlikten uyanmaya çalıştım.
"Uyandırdım mı?" Kafamı olumsuz anlamda sallayıp onu inceledim, dışarıdan yeni gelmişse benziyordu. En son beraber uyuduğumuzu hatırlıyordum, beni uyuyup nereye gittiğini merak ederken huysuzca yerimde kıpırdadım.
"Neredeydin?" İçimi kemiren soruyu ona yönelttiğimde her zamanki sert çehresiyle karşılaştım.
"Tünelde işlerim vardı." Soğuk sesi tüylerimi diken diken yaparken hızlı bir şekilde tişörtünü çekiştirerek çıkardı ve odanın bir köşesine fırlattı. Karanlıkta parlayan kusursuz teni tüm ilgimi çekerken ,pantolonunu çıkarmaya yeltendiğinde bakışlarımı başka bir yere çevirip Eren'e bakmamaya özen gösterdim.
"Hala benden utandığına inanamıyorum." Bana yaklaşmaya devam ederken nefesimi tutmuş ve kırmızı olmaya meyili yüzümü saklamaya çalışıyordum. "Kendini bana hazırlamaya başla." Muzip çıkan sesi kulaklarımı çınlatırken ne demek istediğini anlamak uzun sürmedi. Bir şey diyemeyecek kadar afallamışken kollarını bana dolayıp yatmama yardım etti. "Kokunu seviyorum." Boynuma değen dudakları kalbimin ritmini hızlandırmaya yetmişti.
"Edepsiz." Diyerek çıplak sırtına yumruk attım ve karşılığında can yakıcı bir ısırıklarla inledim. Refleks olarak tırnaklarımı omuzlarına geçirirken hırıltısı tüm odayı inletti.
"Tırnakların bana başka sahnelerde lazım miniğim.." Ağzıma fermuar çekerek susmayı tercih ettiğimde Eren'in durumunu düşündüm. Benimle birlikteyken hiç bir kadına dokunmamış olması aylardır o şeyden mahrum kaldığının göstergesiydi. Eren gibi doyumsuz bir adamın durumunu düşününce alt dudağımı ısırmadan edemedim.
Uyku yeniden bedenimi ele alırken kollarımı Eren'e doladım.
Gözlerimi gürültülü seslerin rahatsızlığıyla açıp etrafı izledim, sabah olmuştu. Gözlerimin önüne valizleri toparlamaya çalışan bayan girince yataktan kalktım, kadının dikkatini çekince elindekileri bıraktı ve bedenimi süzdü.
"Uyandırdım mı? Kusura bakmayın, Eren beyin emri." Kadının soğuk sesine aldırmadan gülümsedim ve onaylarcasına kafamı salladım. Yavaş adımlarla banyoya girerken kadının mırıltılarına kulak astım. "Bizdeki şansta bu kadar işte, millet buluyor zengin, yakışıklı adamı biz temizliğini yapıyoruz..." Daha fazla dinlemeden musluğu açıp yüzümü soğuk su ile yıkamaya başladım. Tüm hücrelerim soğuk su etkisiyle canlanırken hissetiğim enerji şarkı söyleyip dans etmemi sağlayabilirdi.
İhtiyaçlarımı karşılayıp banyodan çıktım, uyandığımda etrafı toparlayabildiğim kadın benim dolabımı toparlıyordu. Hızla odadan çıkıp uzun koridora adım atarken Eren'in çalışma odasına giriş yaptığını gördüm, adamları kapıda güvenlik için beklemede duruyordu. Beni gördüklerinde kafalarını yere eğerek geçmem için kapıdan uzaklaştılar, mırıldanarak teşekkür edip kapıyı açtım. Ciddi tavrı ile önündeki kağıtları izleyen Eren derin bir soluk alıp daha dikkatli bir şekilde kağıtlara baktı. Varlığımı fark etmemişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...