"Peki Eren bey.." Ayağa kalkar kalkmaz herkes sandalyesinden fırladı. "Iyi seyehatler Eren bey." Toplantı odasından hızlıca çıkış yaparken beynim patlamak üzereydi. Tüm herşeyi ayarlayıp ayrılacaktım buradan döndüğümde benimle oyun oynayanların işini kolayca halledebilmem gerekiyordu.
10 gün sonra...
Hemen önümde beni bekleyen siyah arabama doğru ilerlerken arkamda bıraktığım özel uçağımdan uzaklaşarak Ali'nin yanına yaklaştım.
"Hoşgeldin abi." Bakışlarımı gözlerine kitlediğimde ne demeye çalıştığımı anlamıştı. "Yenge iyi, okul ve ev dediğin gibi ama seni sordu." Kafamı sallayarak arabamın kapsını açtım ve tek bir kelime etmeden gaza yüklendim.
Özlemiştim.
Kokusunu, bakışlarını ,ona sarılarak uyumamızı çok özlemiştim ve düşündüğüm tek şeyin o olması beni delirtiyordu.
Büyük bir istekle arabayı zorlarken otobandan hızlıca geçiyordum, ilerideki sokağa saparken telefonumun sesi her zaman olduğu gibi beni yine rahatsız etti. Cebimdeki telefonu çıkarıp kulağıma yapıştırdım.
"Eren abi tünelde işler karıştı." Sinirle soluyarak arabayı durdurdum.
"Anlat!" Karşımdaki genç titrek bir soluk bırakırken direksiyonu sıkıyordum.
"Abi bir kaç köstebek bulduk burada yumruklar havada uçuşuyor.. Selim öldü." Öfkeyle arabayı yeniden çalıştırıp gaza bastım. Telefonu kapatıp yan koltuğa fırlatırken dişlerimi sıktım.
......
Tünelin tam ortasında arabayı durdurdum buradaki kalabalık olayın ciddiyetini ispatlarken hızlıca arabadan indim.
Tüm gözler üzerime çevrildi ,bana seri bir şekilde yer açtıklarında sağ-solda iki ceset ve hala dövüşmekte olan gençleri gördüm.
"Eren abi.." Soluk soluğa adımı bağıran çocuğa sert bir bakış atıp yerde yuvarlamakta olan gençlere daldım. Pürüz çıkarmak cesaret isteyen bir davranıştı, bu yerde kimse gözüme batmamayı bilirdi! Üste duran çocuğa sert bir tekme atıp karşı duvara uçmasını sağladım, herkes sessizlikle beni izlerken gözüm dönmüş gibiydim..
"Bu şaçmalığı açıklayın!" Susmuş olan herkes bakışlarını yerde yatanlara çevirdi. "Kaldırın bunları depoya hemen!" Ayaktaki adamlarım hızlıca yerdekileri paket ederken cesetleri izledim. "Köstebek hanginiz?!" Gür sesim yankı yaparken Mert elindeki adamı yere fırlattı.
"Bu piç kurusu abi" adamı bakışlarım ile ezerken yaptığım tek el işareti ile yerdeki adamı kaldırdılar.
"Onu ayrı bir yere kapatın yarın size büyük bir şov hazırlıyorum." Çekiştirerek götürmeye başladıkları adam zorluk çıkarmadan gidiyordu. "Yarın gece gelirim ,o zamana kadar depodaki misafirlerimize iyi davranın.. 1 ay sonraki parti için hazırlıkları yapmaya başlayın." Onaylamalarla birlikte adımlarımı ters yöne çevirdim.
.......
Eve giden sokağa girerken bakışlarım evin önümdeki adamlardaydı, memnun bir şekilde yanlarında arabayı durdurdum geldiğimi gören adamlarım ayağa kalkarken onları yok sayarak evin kapısını açtım, yüzüme çarpan kokusu vanilya kadar güzeldi. Evimin böyle kokmasını sağlayan birine sahip olmam şu dünyada şanslı olduğumu hissettiren tek şeydi.Adımlarımı mutfaktaki tıkırtılara çevirmiştim, gördüğüm görüntü ile gevşeyen kaslarım ,huzur bulmuş ciğerlerim onun etkisi altındaydı. Omuzumu duvara yaslayıp mutfakta kulağında kulaklıklarla dans ederek hamur açmaya çalışan kadınımı izledim, bu görüntü dünyanın en güzel manzarası olabilirdi. Elini un kabına sokup hamur için bir parça aldı ve hızlıca serpiştirdi, çok fazla kısa olan şortu kalçalarına dikkat çektirirken kıvrak hareketlerle daha seksi bir hal alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
Ficción GeneralKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...