Her vote ve yorum daha çabuk yb gelmesini sağlar.!
Her şeye rağmen hala aklında onun o acı çekerken ki hali vardı. Önündeki masaya tekme atıp unutamadığı için kendine küfür etmişti. Kızgındı çünkü elinden bir şey gelmiyordu, onun olanı almışlardı, kaybetmişti.
Ve en önemlisi tutunacak dalı kalmamıştı...
2 ay sonra...
Esila'nın ameliyatı her ne kadar iyi geçmiş olsa da bünyesi buna dayanamıyordu, savaşmakta zorlanıyordu, uyanamıyordu... Doktorlar umudu kesmiş olsalar bile bunu Eren'e söyleyecek cesareti bulamıyorlardı..
Eren her gün Esila'nın yanına gidip saatlerce onu izliyordu. Gözleri morarmış ve kızarmıştı, dağınık olan saçları ne kadar kötü bir durumda olduğunu gösteriyordu. Yorgun ve bitkin hali Eren Toksoy'a yakışır bir hal değildi. Dağ kadar güçlü ve kudretli halinden eser yoktu.
Teyzesi, Eren'in bu halini sessizce izleyip sadece ağlıyordu, Eren onun varlığını ne kadar yok saysa da onun için endişelenen biri vardı. Esila'nın uyanmadığı her gün için daha da kötüleşen yiğenine dayanamıyordu. Her gün Esila'nın uyanması için Kur-an okuyup Allah'a yalvarıyordu.
Birde Fatih var! Ona verilen ilaçlar delirmesine yol açmıştı, ruhsal ve psikolojik bakımdan her zaman korku içerisindeydi çünkü içtiği şeyler halüsinasyon görmesine neden oluyordu. Gördüğü yaratıkların onu parçalamak istediğini söyleyip sürekli ağlıyordu, geceleri kapatıldığı aynalı kabin onun için büyük bir işkenceydi, sabahlara kadar 'öldür beni Eren' diye bağırarak inlerken aynada kendini bam başka hallerde görüyordu. Yara bere ve delik deşik olan vücuduna tırnaklarını batırıp kendine acı çektiriyordu. Bunu yaparken kendinde olmaması onun tamamen delirdiğinin göstergesiydi.
Eren'in bitkin ve çökük hallerini gizlice çeken gazeteciler fotoğraflarını medyaya yayarak 'Eren Toksoy devri kapanıyor mu?' başlıkları atıyordu. Bunu yapan kişileri bulup gereken cezayı veren Eren çoktan Dünya'nın diline düşmüştü. Şirketi için çalışan adamları aynı güçte ve performansta şirketi yükseltirken Eren hiç bir şey ile ilgilenmiyordu. Karanlık taraf onun ismini anarken artık titremiyor ve gülüyordu...
Bu olaylar gelişirken Eren kendini uyuşturucuya bırakmıştı, onu bu şekilde unutmayı deniyordu fakat yine imkansız oluyordu. Aklından çıkmayan soru daima tekrarlanıp kalbini sızlatıyordu.. 'Ya ölürse?' ve 'Öldüğünde ne yapacağım?' düşünceleri arasında öfkesine sahip çıkamayıp önüne gelen her şeyi parçalıyordu. Sahi ne yapacaktı bu haberi aldığında? Önüne gelen her şeyi yok edip şeytanlaşacak mıydı? Yoksa onsuz yaşamaya cesaret edemeyecek ve onunla gidecek miydi?
Yorumlarınızı bekliyorum.... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA...?
General FictionKaranlık sokaklarda geçen yalnızlığın öyküsü... Aşk ile aydınlanabilir mi? Bir tarafta hiç sevilmeyen hayatı boyunca teyzesi tarafından hep dayak yiyen ürkek bir kız. Diğer tarafta ise büyük bir iş adamı, karanlığın sahibi mafyaların en tehlikelisi...