2. Bölüm: Muhteşem dörtlü

4.4K 165 13
                                    

MULTİYE CEREN'İ KOYDUM.

BU ARADA İNSTAGRAM HESABIM: KİTAP-BAGİMLİSİ-57 (Oradada hikayelerimle ilgili paylaşımlar oluyor. Takip edebilirsiniz)

Yerde yatan sarhoşa bir kaç tekme daha atınca sızdı kaldı. Ben gözlerimi tekrar kapatıp kendimi yere bıraktım. Ayakta duracak gücüm kalmamıştı ki. Duvar dibine öylece sinmiş, titreyerek,sarsılarak,hıçkırarak ağlıyordum. "İyi misin?" Kafamı salladım usulca.

Cevap verecek halde değilim. Kendimi çok yorgun,bitmiş, tükenmiş ve çökmüş hissediyorum. "Bu saatte dışarıda ne yapıyordun aptal?!" Bağırması beni ürkütmüştü. "B-ben a-arkadaşımdan-hıçkırık-geliyordum. Sonra-hıçkırık-bu" dedim elimle yerde yatan piçi göstererek.

Normalde küfür etmezdim ama çok sinirlendiğim,korktuğumda ve kendimi çaresiz hissettiğimde kaçardı ağzımdan. "Hişşşt." Dedi mavi gözlü siyah saçlı çocuk,kollarını bana sararken. Ona sarılırken çok güvende hissettim kendimi,sanki kimse zarar veremezdi ona sarılırken.

Hani 'su içine yılan bile dokunmaz.' Gibi saçma bi söz varya hah onun gibi. Ben onu 'Mavi gözlü siyah saçlı çocuğa sarılana düşman bile dokunmaz,' diye değiştiriyordum. Geri çekilip baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi. "Daha iyi misin?" diye fısıldadı. Kafamı 'evet' manasında salladım.

Beni ayağa kaldırarak yürütmeye çalıştı ama sonuç hüsran. Sendeleyip yere yapışacaktım ki iri elleri belime dolanarak engelledi. Bir elini dizletimin altindan geçirdi diger elini de sırtıma koyarak beni kucağına aldı. Göz kapaklarım kapanırken yüzümü göğsüne gömdüm, kollarımı- tamamen refleks olarak - boynuna doladım.

*****

Sabah uyandığımda baya büyük bir evdeydim. Formalarımla uyuyakalmışım. Odada gözlerimi gezdirirken farkettim ki burası benim odan değil. Yataktan ayaklarımı sarkıtıp etrafı inceledim. Yerdeki ufak halı bile ince yaprak desenleri ile ben pahalıyım diye bağırıyordu.

Bizim de durumumuz çok kötü değildi ama bu kadarda iyi değildi. Hatta yanından geçemezdi.  Bir villada da oturmuyorduk. Bir mahallede iki katlı bir evde oturuyorduk. Odanın kapısının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

Mavi gözlü siyah saçlı çocuk girdi içeri. "B-ben neden buradayım?! Nasıl geldim buraya?! Ne yaptın bana?! Pis sapık!" Avazım çıktığı kadar bağırdım. Anında yanıma gelip ağzımı kapattı. "Hişşt bizimkileri uyandıracaksın." ailesinden bahsediyordu herhalde.

"Bu arada ben senin ikinci kez hayatını kurtarıyım sen gel bana sapık de!" dedi sahte bir sinirle. Dün gece olanlar geldi gözümün önüne. O sarhoş, sonra beni kurtarması... Yanaklarımın ıslandığını anlayınca elimin tersiyle sildim. Bu çocuğa borcum gittikte artıyordu. "B-ben teşekkür ederim." dedim yarım yamalak gülümseyerek.

O da gülümsediğinde sağ yanagında gamzesi olduğunu fark ettim. Zaten yakışıklı, bu onu daha da yakışıklı yapıyor. Sanki mümkünmüş gibi. Aşırı yakışıklı izleme dozunu aşmamak için gözlerimi başka tarafa çevirdim. Sormak istediğim o kadar çok soru vardı ki.

'Bu kadar yakışıklı olmak için ne yapıyorsun?' bu sorulardan biri değildi tabi ki de.

Kapı tekrar açıldığında annesi falan geldi sandım. Ama gelen Cenk'ten başkası degildi. Cenk mi? Ne yani bizimkiler derken Cenk,Sinan ve adını bilmediğim diger çocuktan mı bahsediyordu? Bu koca evde muhteşem dörtlümüz mü kalıyor? Ağzım şaşkınlıkla aralandı.

"S-siz aynı evde mi kalıyorsunuz?" saşkınlıktan ağzımdan bu cümle çıktı. Mavi gözlü siyah saçlı çocuk Cen'e döndü ve dudakları alayla kıvrıldı."Biz gay falan değiliz tamam mı? Yanlış anlama." diye açıkladı,Cenk. Şimdi benimde yüzümde anlamadığım bir sırıtış vardı.

YÜRÜYEN KARİZMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin