MULTİ'YE GİZEM'İ KOYDUM.
"Ceren ve Maya. Hı?" Cezmi Arday'a, Cezmi'nin adamları da Emir'e silah tutmuşlardı. Salona girişimizle silahların yeni hedefi artık bizdik. "Uğur…" dedi Arday sakin kalmaya çaba sarf ederken. "Seninle konuşmak için buradayız."
Uğur sessizliğini koruyarak etrafına göz gezdirdi. Gözü bir yerde takılı kaldı ama ne yazıkki bunu ne Arday ne de Emir görmüştü. Sadece ben görmüştüm ama nereye baktığını önümde duran yarmalar yüzünden görememiştim. Emir'in Ceren'i yanına çektiğini gördüm.
Tekrar Arday'a döndüm. O ise bana değil bize silah tutan yirmiyi aşkın adama bakıyordu. Uğur'da silah yoktu. Adamlara güveniyordu,belli. Cezmi'nin şaşkınlığını silah tutan elinin titremesinden anlayabiliyordum. "Uğur Bey," dedi sonunda. "Onlar bizim müşterilerimiz. Biliyorsunuz sizde?"
"Ah Cezmi, ah! Gerçekten senin aklın bacak aranda kalmış Cezmi! Bunlar onlar mı sence? Neden kızıyorsam. Seni kandırması zor olmasa gerek." Bunun üzerine Cezmi elindeki silahı daha kuvvetli tutmaya başladı. Ve tam bana doğrulttu.
"Demek bizi kandırdınız ha," dedi hazmetmek ister gibi. Sonra bir şey hatırladı ve gözleri etrafı taradı. "Recep! Recep nerede?" Uğur neredeyse güldü. "Aptalsın!" diye tısladı. Cezmi bana doğru yürüyünce Arday onu benden uzak tutmak için tekme attı.
Tüm silahların bir koro halinde çekilişine şahit oldum ve işittim. Şimdi hepsi sıkılmaya hazırlardı işte. "Efendim," dedi az önceki mini etekli kız. "İlma Kuseyri-Barlas Çuhadar ve Selis-İlter Ayan çiftinin geldiklerini söylüyorlar." Ah! Bir bu eksikti. Gerçek -yerine geçtiğimiz- çift gelmişti. Bu bittiğimizin resmiydi işte.
"N'oluyor burada?" dedi gerçek Barlas. "Bunlarda kim?"
"İlma ve Barlas," diye açıkladı Uğur. "Ne? Ne demek bu?" O ara ne kaçırdım bilmiyorum ama Emir hızla öne atılıp Uğur'un sırtını kendine dayadı. Kolunu boğazına sardı. "Söyle silahlarını indirsinler!"
"Benim emrimle çalışmıyorlar," dedi sanki patron kendisi değilmiş gibi. "O zaman patronlarının beyninin patlamasınada seve seve şahit olurlar? Hı?" Uğur'da, Ceren'de, Ben'de ve oradaki herkeste ne silahından bahsetiğini anlamadık.
Arday ona silah doğrultan Cezmi'nin elindeki silahı kapıp Emir'e vermişti. Cezmi'yi ise Emir'in Uğur'u yaptığı gibi kendine yaslamıştı. Her şey çok hızlı gelişmişti. "Maya,Ceren kapıya çıkın!" İlter ve Selis Ayan çiftide çok şaşkınlardı.
"Buradan öyle kolayca çıkamazsınız!" dedi İlter. "Niye? Ama giriş çok kolaydı," dedi Arday alayla. Çiftler bozulmuşlardı. En az Uğur kadar. "Söyle! Söyle silahlarını indirsinler!" Uğur daha fazla diretmedi ve "İndirin silahlarınızı," dedi kısık bir sesle.
Herkes silahlarını yere bırakınca Arday Cezmi'yi çıkışa sürüklemeye başladı. "Siz, ikiniz, çıkın," dedi Ceren ve bana. Kafamı iki yana salladım. "Beraber girdik. Beraber çıkacağız."
"Maya sırası değil. Çık! Hadi,çık dedim!"
"Çıkmıyorum," diye inatlaştım. Adamlar bir anlık dalgınlığımızı kolluyorlardı. Ama Arday onlara istediğini vermedi. Benimle didişmeyi bıraktı. Emir,Uğur ile beraber kahverengi kapının önüne gelince tabancayı Arday'a devretti.
Emir,Ceren ve Uğur ile kahverengi kapının diğer tarafına geçti. Ben, Arday ve Cezmi kalmıştık. Tabii birde gözleri silahlarında olan adamlar. Arday dikkatle kapıyı araladı. "Geç," diye fısıldadı bana. Elindeki silah sanki buradan sağlam çıkmamıza yetermiş gibi.
Bu sefer diretmedim. Kapıyı onun için tuttum. Tam merdivenleri çıkmıştıki Cezmi'den kurtulması gerektiğini hatırlamış olmalıki Cezmi'yi kendinden biraz uzaklaştırıp sertçe arkasından tekme attı. Cezmi merdivenlerden yuvarlanırken adamlar yerdeki silahlarını almışlardı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN KARİZMA
Teen Fiction*Maya Soykan* Daha 19 yaşında tercih yapmak zorunda bırakılan bir genç kız...Ünüversite tercihi değil,hayat tercihi. Yaptığı tercihe sığındı,doğru olmasını umdu. Peki seçtiği kişi,yaptığı tercih doğru muydu? Aşk,belkide Dünya'nın en güzel duygusu...