SINAVLAR,SINAVLAR, SINAVLAR! KUSURA BAKMAYIN OKURCANLARIM. SINAVLAR ANCA BU CUMA BİTTİ. KAFAMI ANCA KİTAPLARDAN,DEFTERLERDEN KALDIRABİLDİM. GECİKME OLDU AMA DİĞER BÖLÜMDE GECİKMEYE İZİN VERMEYECEĞİM. İNŞALLAH... SINAVLAR TEKRAR BAŞLAMADAN BÖLÜMÜ YAZARIM. OKUYANLAR,EMEĞE SAYGI İÇİN LÜTFEN YORUM VE VOTELERİNİZİ EKSİK ETMEYİN. UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ. İYİ OKUMALAR ⤵⤵⤵⤵
"Seni çok özlemişim kızım. Seni buraya getiren arkadaşına da çok selam söyle. Yine gel tamam?" Annemle bahçe kapısında vedalaşıyordum. Çok bile kaldım. Arday beni 18:06 da buraya getirdi. Anlaşma saatimiz 20.00'dı. Tabii ben anlaşma sattimizi aşmıştım.
Çok değil bir saatcik kadar falan. "Ne işi var bunun burada?!" Babamın sesini işitmemle yerimde sıçradım. "Baba ben-"
"Baba deme bana! Beni değilde ne olduğu belirsiz bir erkeği seçen bir kızım yok benim!"
"Baba onun adı Arday. Ayrıca ne olduğu belirsiz de değil." Arday'ı koruma ihtiyacı duymuştum birden. Bana yardım ettiği için olsa gerek. Hızlı ve öfkeli adımlarla yanıma gelip öfkeyle gözlerini anneme çevirdi. "Sen de bununla iş birliğimi yapıyorsun?! Çok istiyorsan sende git kızınla. Ha tabii onun kaldığı yerlerde kalabilirsen."
"Baba ben kötü bir yerde kalmıyorum. Çok güvenli bir otelde kalıyorum. Ayrıca o ne olduğu belirsiz,it,kopuk dediğin Arday var ya hah,işte o ödüyor parayı." Çok da yalan sayılmazdı aslında. Sonuçta bar onlarındı ve tüm gelir-giderler onlardan çıkıyordu.
Hem Arday'a böyle söylemesi nefretimi depreştiriyordu. "Çık çabuk bu evden! Bir daha da gelme!"
"Yapma Zafer. O bizim kızımız."
"O benim kızım falan değil Sevgi! Sende bir daha bununla görüşmeyeceksin."
"Annemi istediğim zama görürüm!" Babam hızla elini kaldırdı. Olacakları tahmin ediyordum. Yine tokat atacaktı. Gözlerimi sımsıkı yumdum. Ama beklediğim tokat bir türlü yüzümde kendini göstermedi. Gözlerimi hafif aralayıp neler olduğuna baktım. Arday? Arday babamın elini havada yakalamıştı.
Yine mi?
"Yinemi sen serseri?!" dedi babam. Annem ise şaşkınlıkla izliyordu beni ikinci kes kurtaran Arday'ı. "Yine ben ve ben olduğum sürece Maya'ya değil elini kaldırmak dokunamayacaksın bile," dedi sesindeki ölümcül sakinliği kullanarak.
''Görüyor musun Sevgi,bu zibidi işte o!"
"Kızım ," dedi annem açıklama bekleyen ses tonuyla. "Anne,Arday beni kurtardı sadece bu."
"Kimden kurtardı ama," dedi babam alayla. "Senden! Bana tokat atacaktın sokağın ortasında!"
"Ne?!" Anlaşılan annemin bu ayrıntılardan haberi yoktu. Kesin anneme sadece işine gelen kısmı anlatmıştır. "Yürü Maya. Gidiyoruz," dedi Arday. "Anneciğim bak, Arday sadece bana yardım etti. O kadar. Şimdi gidiyorum. Tekrar geleceğim."
"Hiç bir yere gelmiyorsun! Bizim senin gibi bi kızımız yok!" Arday babamı daha fazla dinlemek istememiş olsa gerek kolumdan çekiştirerek arabasının yanına getirdi beni. "Bin!" Arabaya biner binmez gazı kökledi. "Sana sekize kadar izin vermiştim! Peki saat kaç Maya?!"
"Annemle konuşmaya dalmışım. Ne var bunda? Ayrıca ben mi dedim gel beni al diye? Ben dönerdim."
"Gelmeseydim de baban sana vursaydı!" Haklıydı. Babam, Arday gelmeseydi bana bir kez daha vuracaktı. Bu... acizlik mi? Bence öyleydi. "Öyle demek istemedim. Her neyse."
"Sorun değil. Doğru söylüyorsun." Arabayı durdurup bana döndü. Ellerini yüzüime koyup, "Unut söylediklerimi. Sinan ile tartıştık. Bende sana patladım," diye açıklama yaptığında şaşırdım. Bana bu şekilde açıklama yaptığı zamanlar çok nadirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN KARİZMA
Novela Juvenil*Maya Soykan* Daha 19 yaşında tercih yapmak zorunda bırakılan bir genç kız...Ünüversite tercihi değil,hayat tercihi. Yaptığı tercihe sığındı,doğru olmasını umdu. Peki seçtiği kişi,yaptığı tercih doğru muydu? Aşk,belkide Dünya'nın en güzel duygusu...