SONDA ATEŞ'İN HIRSIZ DEDİĞİ KIZIMIZ VAR. İYİ OKUMALAR HERKESE
Gözlerimi suratımdaki gıdıklanma hissiyle araladım ve karşımda Arday'ı görmemle gözlerimi tamamen açarak üzerine zıpladım. Mecazi olarak değil gerçekten üzerine zıpladım ve sımsıkı sarıldım ona. Üç gün geçmişti gideli. Nasıl özlemiştim onu. "Arday dönmeyeceksin sandım! Nerde kaldın?''
''İşim sandığımdan daha uzun sürdü. Özür dilerim güzelim."
"Sorun değil," dedim boynunu bırakırken. Ama sarılmaya devam ediyordum. "Aslında sorun ama döndün ya uzatmayacağım.''
"Tabiki döneceğim. Benim yerim burası,'' dedi kalbimi göstererek. Kırkırdadım. "Orası,evet.'' Bana gitmeden önce bir şey anlatacağını söylemişti. "Arday bana döndüğünde bir şey anlatacaktın. Neydi o?''
~~3 GÜN ÖNCE ARDAY'DAN~~
Şirketten içeri girer girmez babamın katına çıktım ve ofisinin kapısını hızla açıp içeri girdim. İçeride sanırım bir toplantı vardı. Ama umurumda bile değildi. Babam beni görmeyi beklemediğinden şaşırsada o monoton sesini kısa sürede işittim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?'' Sen… Oğlum değil, yalnızca sen. "Herkes hemen dışarı çıksın! Hemen!'' Herkes çıkarken babam sinirle ayağa kalktı. "Neden geldin? Ne bu tavırların?''
''Oysa bana hastane koridorunda oğlum diyordun,'' dedim öfkeyle. "Ne hastanesi? Ne diyorsun?''
''O günü hatırladım baba. O lanet akşamı hatırladım!'' Yanıma yürüdü. "Ne akşamı? Sakinleşte anlat.''
''Birilerine çarptık ya! O akş-"
"Sessiz ol biraz!'' dedi kolumu sıkarken. "Ne o? Yoksa öldürdüğün polisi birileri duyacak diye mi korkuyorsun?'' Şaşkınlıkla yüz ifadesi donarken kolumu ondan kurtardım. "Sen…'' dedi anlam veremeyerek. "Bunu nerden-"
"Bunun ne önemi var? Sen o akşam konuştuğun polisi niye öldürdün baba? Niye?'' Koridorda konuştuğu polisi sadece suçunu örtbas etmek için öldürmemişti değil mi? Geride delil bırakmak istemese hastanenin diğer çalışanlarıda olaya şahit olmuşlardı.
Niye o polis? Sebebi neydi? "Otur önce şöyle.'' Eliyle koltuğu gösterdi. "Niye öldürdün?!'' diye sesimi yükselttiğimde ''Bağırma!'' diye bağırdı. Birilerinin duymasından ödü kopuyordu. "Sessiz ol biraz anlatacağım ve sende bana hak vereceksin.''
Gözlerimi devirdim. Buna nasıl hak verebilirdim?"O adama olayı kapatmasını yoksa başına iş açacağını söyledim. Beni dinlemedi, Arday. Ve bak başına iş açtı işte." Ne yani? Dosyayı kapatmadığından mı onu öldürmüştü? Sırf ona karşı geldi diye.
"Onu öldürmeseydim hapse girecektim. Üstelik suçum bile yoktu.'' Benim babam nasıl bir adamdı böyle? Nasıl suçsuz olduğunu düşünebilirdi? O,masum bir çocuğu öldürmüştü. Benim sevdiğim kızın kardeşini öldürmüştü! "Sen birini öldürdün! Sonra suçunu örtmüyor diye başka birini daha!"
Belkide başkalarıda vardı. Ben bilmiyordum. "Bundan annemin haberi var mı?'' Gözleri dehşetle bana döndü. "Sakın!" diye bağırdı. "Ona bir şey diyecek olursan-"
"Benide mi öldürürsün?'' Sustu. Yumruklarını sıkmıştı. Benimde ondan bir farkım yoktu. "Sakın Arday! Annen bilmeyecek! Sakın!''
''Bunu nasıl yapabildin aklım almıyor!''
"O zamanlar gençten bir oğlu vardı Kâmil'in. Ona ve karısına çok iyi baktım. Elimden gelen maddi yardımı yaptım. Kimse madur olmadı,Arday.'' Allah'ım! İnanamıyordum! Kocasını öldürüp karısına para vermişti. Kadın kocasını öldürenin babam olduğunu bilseydi yardımını kalbul eder miydi acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN KARİZMA
Teen Fiction*Maya Soykan* Daha 19 yaşında tercih yapmak zorunda bırakılan bir genç kız...Ünüversite tercihi değil,hayat tercihi. Yaptığı tercihe sığındı,doğru olmasını umdu. Peki seçtiği kişi,yaptığı tercih doğru muydu? Aşk,belkide Dünya'nın en güzel duygusu...