Bu bölümde daha çok Efe hakkında bilinmeyenler yer alacak. Hatta Maya'nın bile bilmedikleri… Böylelikle kafalardaki soru işaretleride gidecek. Hadi bakalım, iyi okumalar.
BÖLÜM ŞARKISI: MEHMET ERDEM~ ACIYI SEVMEK OLUR MU?
«««Zaman büyük bir oğretmendir,yalnız ne yazık ki daima ögrencilerini öldürür.»»»
Saat 20.05 di. Şu antreman saçmalığına gidecektim. Hemde cumartesi cumartesi. Semir'de Arday'ı bekliyordum. Beni Arday bırakacaktı. Ben giderim diye tutturmama rağmen itiraz kabul etmediğini kesin bir dille belirtmişti. Dün malzeme odasında Uğur ile birdaha konuşmayacağım dememe rağmen bugün onunla bir iş birliği içerisine girecektim.
Kendimi bundan dolayı her ne kadar suçlu hissetsemde mecburdum. Yapmıştım bir kere o anlaşmayı. Zaten dün kendimi rezil etmemek için neyin ilk gününden bahsettiğini de soramamıştım. Biz şimdi bir şey miydik? Yani sevgili gibi mesela? Yoksa ben kendi kendimemi havaya giriyordum?
Kapının tıklanmasıyla koşup kapıyı açtım. "Nereye? Gitmiyor muyuz?" Arday beni dinlemeden içeri girdi. Kolundaki yeni olduğunu düşündüğüm saatine baktım. "Daha erken," deyip yatağa uzandı. Zaten araba ile gidecektik. Erken gitmeye gerek yoktu. "Gel," dedi elini yanına vurarak.
"Arday antreman diyorum. Murat hoca di-"
"Ben bu antreman saçmalığına gitmek zorunda mıyım?' diye feryat ediyordun. Ne oldu birden? Valeybolu sevmeye mi başladın?" dedi alayla. Hayır! Uğur ile olan anlaşmamız olmasa umurumda bile değildi. "Hadi Maya. Ne düşündün. Gel şuraya," dedi tekrar yanını işaret ederek. Yanına yavaşça uzandım. Beni Kendine çekerek kollarını belime sardı. "Sadece sarılıp uyusak olmaz mı?"
Bu cümle bana tanıdık geliyordu. Benimle dalga mı geçiyordu? "Bence artık gitmeliyiz," dedim kollarının arasından çıkmaya çalışarak. "Ah,tamam," dedi bıkkınca. Bende gitmek istemiyordum. Arday ile sarılıp uyumak varken akşam akşam bir kızı takımdan attırmak ne kadar doğruydu?
Ah,bazen bu saflığıma lanet okuyorum. Arday ile odadan çıkıp bara geçtik. "Ufuk bizimkiler gelirse Maya'yı bırakıp geleceğimi söylersin." Ufuk kafasını sallayınca beraber dışarı çıkıp Arday'ın arabasına bindik. "Sen beni bırakıp döneceksin yani?"
"Hayır," dedi omuz silkerek. Ama Ufuk'a öyle söylemişti. "Ama bizimkiler-"
"Onlar gelince beklesinler diye öyle söyledim. Ben şu antreman saçmalığı bitene kadar oralardayım. Birlikte döneceğiz." Arday orada olursa ben Uğur ile yaptığım planı uygulayamazdım ki. Her dakika beni izleyen bir Arday. Ah,hayır! "Ciddi misin?" Benimle dalga geçiyordu herhalde?
"Çok ciddiyim."
******
"Arday buradayken ne yapabilirim?"
"Tamam,onu ben halledeceğim," dedi Uğur sıkıntıyla. Defne karşı takımdaki yerini aldı. Bende kendi takımımda orta sahaya geçtim. Murat hoca oturduğu sandalyesinde dikleşerek düdüğünü çaldı. Diğer takımdaki bir kız servisle başladı maça.
O kızın servisini bizim takımdaki Ceyda karşıladı ve bana pas attı. Topu başka birine göndermeye gerek duymadan karşıya manşetle yolladım. Bakışlarımı saniyeliğine spor salonunun çıkışına ilerleyen Uğur ve Arday'a çevirdim. Uğur, söylediği gibi Arday'ı uzaklaştırıyordu.
Bakışlarımı tekrar oyuna çevirdim. Defne havaya zıplayarak topumu karşıladı ve tam bana doğru sert bir smaç çaktı. Hani bu Defne valeybol oynayamıyordu ya? Benden daha iyi oynuyor. Bu seferde topu benim önüme atlayan sağ tarafımdaki kız kurtardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN KARİZMA
Teen Fiction*Maya Soykan* Daha 19 yaşında tercih yapmak zorunda bırakılan bir genç kız...Ünüversite tercihi değil,hayat tercihi. Yaptığı tercihe sığındı,doğru olmasını umdu. Peki seçtiği kişi,yaptığı tercih doğru muydu? Aşk,belkide Dünya'nın en güzel duygusu...