Ceren'den olacak bu bölüm. İyi okumalar.
"Ben çıkıyorum."
"Nereye Ceren?"
"Dışarı babacığım."
"Hiç bir yere gidemezsin."
"Ama-"
"Ama mama deme bana! Gidemezsin!
"İkbal sen karışma kıza. Bırak gezsin tozsun benim güzel kızım."
"Hep sen şımartıyorsun bu kızı Kadir. Hep sen!"
"İkbal abartmıyor musun? Alt tarafı dışarı çıkacak kız. Ona yeterince hapis hayatı yaşatmıyormuyuz zaten?"
"Hapis hayatımı? Yediği önünde yemediği arkasında hanımefendinin. Hah! Böyle hapse can kurban."
"Sadece yemek içmekle olmu-" Daha fazla dinlemeyeceğimi anlayınca kapıyı çarparak çıktım evden. Her gün olduğu gibi kavga ediyorlardı. Kavganın başıda o üvey annem olacak İkbal'di. Artık evden çıkmama bile karışıyordu ve bu beni gerçekten boğuyordu. Çalan telefonum düşüncelerimi bölerken arkamı dönüp eve baktım. Evden uzaklaştığıma kanaat getirdiğimde durup telefonu açtım.
"Efendim?"
"Ne yapıyorsun?"
"Hiç. Evden çıktım şimdi. Sen?"
"Evdeyim. Sen konum at. Geliyorum." Telefonu kapatıp Emir'e konum yolladım.
**************
"Bir sorunmu var Ceren?"
"Babam ve..." deyip sustum. O kadına 'anne' demek istemiyordum. "Baban ve?" Emir'e daha annemi bir kazada kaybettiğimizi ve babamın bundan bir ay sonra evlendiğini söylememiştim tabii. Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirimki? "Ah. Her neyse. Önemsiz bir mesele. Seninde canını sıkmayayım şimdi." Ellerini yüzüme koyup beni kendine çekti. "Biz sevgiliyiz biliyorsun değil mi Ceren?"
Sevgiliyiz...
"Haklısın. Özür dilerim," dedim sıcak bir gülümseme eşliğinde. Ondan bir şey saklamamalıydım belkide. Belkide ona bunları anlatmalıydım. Hiç olmazsa bu kadarını hak ediyor. "Hişşt,dileme. Hadi benim eve gidelim," dedi geri çekilip arabayı çalıştırırken. Benim ev... Kafama dank etmesiyle kafamı hızla ona çevirdim. "Ne? Ne yapacağız ki senin evinde? Bence hiç gerek yok. Burada kalabiliriz. Ya da bir şeyler yiyebiliriz?" Gülümsedi ve kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.
Yaklaşık on beş dakika sonra onun evine gelmiştik. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Ben ise içeri girmeden kendimi kapı pervazına yasladım ve kafamı içeri uzattım. Gülümseyerek, "Ben gelmesem?" dedim. Kaşlarını kaldırdı. Bu hali dayanılmaz oluyordu. "Niye?"
"Bence hiç gerek yok eve falan gelmeye. Şimdi boşu boşuna evini dağıtmayalım. Hem annen baban rahatsız olur. Bence onlara görünmeden gidelim. Hem ne yapacağızki? Ne yapabiliriz yani? Eve ne için gelinir? Film falan izleyeceğiz herhalde? Ama bence dışarıda da izleyebiliriz. Sinema! Sinemaya gitsek? Hah. Zaten başka ne yapabilirizki değil mi? Yani ne yapacağız? Hayır yani başka-"
Emir dirseğimden tutarak beni kendine çekti. Sözümün bölünmesinin yanında eve istemeden girmiştim. Ayağıyla kapıyı kapattı. "Panikleyince çok tatlı oluyorsun," dedi dudağıma uzanırken. Yanaklarım alev topuna dönerken gülümseyerek geri çekildi. "Tıpkı şimdi olduğun gibi." Yutkunup gözlerine baktım. "Annem ve babam burada değil-"
"Anlatmak zorunda değilsin." diyerek sözünü kestim. Sonuçta benim ondan sakladığım şeyler vardı değil mi?
"Biz sevgiliyiz Ceren. Aramızda sır olmamalı öyle değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN KARİZMA
Teen Fiction*Maya Soykan* Daha 19 yaşında tercih yapmak zorunda bırakılan bir genç kız...Ünüversite tercihi değil,hayat tercihi. Yaptığı tercihe sığındı,doğru olmasını umdu. Peki seçtiği kişi,yaptığı tercih doğru muydu? Aşk,belkide Dünya'nın en güzel duygusu...