26. Bölüm: İlk gün dansı

1.9K 85 7
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: BORA DURAN-GÜL SENİN TENİN

Semir'e dönmüştüm. Anneme yine otele döndüğümü söylemiştim. Arday annemle tanışmaya geldiği akşam beni aldığı sokak sapağında beklemişti yine. Eşyalarımı toplayıp Arday ile Semir'e dönmüştük. Telefonumdan saate baktım. 11.15 di ve biz bugün okula gitmemiştik.

Koltukta uyuyakalan Arday'a çevirdim gözlerimi. Gece biraz geç uyumuştuk. O yüzden bugün okula gitmeye tenezzül etmemiştik. "Arday," diye seslendim yavaşca kalkıp altıma giydiğim eşofmanımı düzeltirken. Uyanmamıştı.

Karnım acıkmıştı. Belki Ufuk'a bir şeyler hazırlatabilirdim ama numarası bende yoktu. Arday'ın komodinde bıraktığı yeni iphone 6 plus'ını aldım. Ama ekranda şifre vardı. Şifreyi boş verip Arday'ın parmağını okuttum usulca. Onu uyandırmamaya özen gösteriyordum.

Ekran açıldığında rehbere girdim. Bir anda içimde oluşan dürtüyle beni ne diye kaydettiğini merak etmiştim. Ufuk'u erteleyip kendi ismimi yazdım ama çıkmamıştı. Ne yani beni ismimle kaydetmemiş miydi? 'Güzelim' yazdığımda bu sefer karşıma iki numara çıkmıştı.

Kaşlarımı çatıp birincisine tıkladım. Bu benim numaramdı. Peki ya ikincisi,o kimindi? Tekrar yazıp bu seferde ikinciye girdim. Bunun baş harfi küçük yazılmıştı. Ve…bu da benim numaramdı. Sadece iki kez kaydetmişti o kadar. Tepesinde dikilmeyi kesip yatağa oturdum.

Rehberindeki numaralara göz atmaya karar verdim. 'A' da kaydettikleri 'Annem, Açelya, Aslı,Aleyna… Say say bitmeyecekti. O kadar çok kız ismi vardıki. Silsem kızarmıydı? Kızardı tabii. 'B' ye geçtiğimde 'Bensu' çekmişti dikkatimi. En yakın zamanda telefonunda bir temizlik yapmalıydım. Arday'ın kıpırdandığını görünce rehberden çıkıp galeriye girdim çabucak.

Şifre koymamasına şaşırsamda hızlıca kurcalamaya başladım. Açtığım fotoğraf sinirlerimi bozmuştu. Arday bir kızla dip dibeydi ve o çekmemişti bu fotoğrafı. Diğer fotoğrafta ise muhteşem dörtlü beraberdi. Ekranı bir kez daha kaydırdığımda duru bir güzelliğe sahip en fazla 8 yaşında olabilecek bir kız girdi kadrajıma.

Efektsiz bir fotoğraftı. Kız cidden çok güzel ve tatlıydı. Bu kız kimdi? Ekranı bir kez daha kaydırdım. Yine o kız vardı. Kızın fotoğraflarını hızlı hızlı geçtim. Çok fazla fotoğrafı vardı. Çok merak ediyordum, kimdi bu kız cidden? Sonunda kızın fotoğrafları bittiğinde ekranda gördüğüm kendi fotoğrafımla gözlerim kocaman açıldı.

Haberim varmış gibiydi. Yani…ben Arday'a bakıyordum ama ben böyle bir fotoğraf çektirdiğimi hatırlamıyordum. Hem haberim yokken çekip hem bu denli kameraya bakmamı nasıl sağlamıştı? Biraz daha ilerlediğimde benim, sıranın üzerine kafamı koymuş halim vardı.

Tahtaya kalktığım,sinirli olduğum,merdivenlerde otururken. Her halimle birkaç fotoğraf vardı kısacası. Hızla girdiğim yerleri yok edip kendimden Arday'ı aradım. Ekrandaki fotoğrafımı merak ediyordum. Sesli çalmaya başlayınca kendime söylenip hemen sessize aldım ve Arday'a baktım.

Hâlâ uyuyordu. Derin bir oh çekip ekrana odaklandım. Üzerimde kırmızı bir kazağım vardı. Çok tatlı duruyordu. Tek omzu düşüktü ve cidden bana çok yakışmıştı. Gerçi o günden sonra o kazağımı bulamadım ama. Kocaman gülümsememle çekmemesi için ellerimi öne uzatmıştım.

Bu fotoğrafı diğerlerinin aksine hatırlıyordum. Ama bana sildiğini söylemişti. Neyse çok da kötü çıkmamıştım zaten. Arama sonlandığında cevapsız çağrı yazısını yok etmiş ve mesaj kutusuna girmiştim. Cenk ile vardı. Ateş ile de mesajlaşmıştı.

Ateş'e 'Git ve Maya'yı al o siktiğimin barından' yazmıştı. Ateş'den anında cevap gelmişti. 'Hagi bar? Semir mi?' Mesajın geldiği dakika Arday cevaplamıştı. Çok hızlı yazmış olmalıydı. 'Deniz'in çıktığı mekanda. Git al onu'
Yirmi dakika sonra cevap gelmişti.

YÜRÜYEN KARİZMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin