«H.K.D.~14

8.4K 538 57
                                    

Media: Zümra'nın yastık savaşında başından aşağı dökülen tüyler

Yazar:Meh-Pare

Bölüm:14(Hasta-Hemşire ilişkisi...)

Hayatta bazen dönüm noktalarını olur insanın.. Aldığı kararlar kimi zaman doğru olur, kimi zaman yanlış.. Ama hep bir yere varılır. Varılan bu yerin neresi olacağı yine o insanın elindedir. Yiğit'te bu dönüm noktalarından birini yaşıyordu tam şu anda. Elinin içindeki buz kesmiş titreyen minik el, alacağı kararın baş rolünü oynuyordu. Her zaman etrafında olmasını istediği, kaybetmeyi göze alamayacağı kadar değer verdiği kişiydi bu kız. Kendisini hayata bağlayan bir şeyler olduğuna inanıyordu bu kızda. Böyle düşünmesinin nedeni de şüphesiz gördüğü rüyaydı. Acı vardı rüyasında canından can kopuyormuşcasına bir acı. Genç adam ise bu acıdan kurtulmak için karanlığın içine doğru yürüyorken Zümra gelmiş ve onu çekip çıkarmıştı karanlıktan, aydınlığa. Artık gün ışığıydı Yiğit için Zümra. Bu yüzden gün ışığını hep yanında tutacak hiç bırakmayacaktı.

~* * * *~

YİĞİT...

Gözlerimi ikimizin birleşmiş ellerinden ayırıp yüzüne baktım. Gözlerinde gördüğüm buğu onun ne kadar şaşkın ve bir o kadar da tedirgin olduğunun göstergesiydi. Sanki biraz da korkuyordu. Gördüğüm rüyanın etkisinde o kadar çok kalmıştım ki ani değişimin etkisi en başta Zümra olmak üzere bize bakan bütün arkadaşlarımın yüzünde oluşan şaşkınlıkla tescilleniyordu. Odada oluşan sessizlik uzun bir süre devam etti daha sonra içeri giren doktorla herkes kendine gelip bir köşeye çekildi. Doktoru fark etmeyen Zümra'nın girdiği transtan hala çıkamadığı ikimizin ellerine kilitlenmiş bakışlarından belliydi. Ben onu incelerken elindeki dosyaya not alan doktor dosyayı kapatıp yanıma yaklaştı. Serumumu kontrol edip gülümseyerek;

-Geçmiş olsun genç adam ucuz atlattın, dedi. Başımı sallayarak doktoru onayladım. O sırada yanıbaşımda duran Yeşim;

-Zümra biraz çekil de doktor bey Yiğit'le ilgilensin, dedi. Onun sesiyle Zümra kendine gelmiş olacak ki yatağın iliştiği kenarından ayağa kalktı. Elini çekip ellerimizi ayırdığında engel olmadım. Doktor odadakilere dönüp;

-Hastamız yorgun, biraz yalnız bırakalım da dinlensin, dedi.

-Hadi çıkalım, deyip bana verdiği baş selamıyla ilk giden Mehmet oldu. Peşinden Samet, Rana, Hale, Buğra, Hülya ve Seyit'te çıktı. Devran;

-Bir şeyler yeriz hep birlikte dün akşamdan beri kimse bir şey yemedi, diyerek Doğan, Selin, Rabia ve Mücahit'e bakıp odadan çıktı. Mücahit Zümra'ya bakıp;

-Hadi o zaman,diyerek Rabia'yla birlikte kapıya yöneldi. Onlara bakarken yanımdaki hareketlenmeyle o tarafa döndüm. Zümra arkasını dönmüştü. Bir adım atamadan bileğini yakaladım;

-Bekle, seninle konuşalım. Söylemek istediğim şeyler var, dedim. Kapıda yığıntı gibi duran arkadaş topluluğuna baktım. Meraklı pırıltılarla bize bakıyorlardı. Zümra hala bana arkası dönük duruyordu öylece.

-Siz gidin, benim Zümra'yla konuşmam gereken şeyler var, dedim. Hala yanımızda duran Yeşim'e doğru bakıp;

-Yalnız, diye ekledim. Yüzündeki şaşkın ifadenin dehşete düşen halini an be an gördüm.

-Yiğit beni de mi gönderiyorsun? Diye soran Yeşim'e göz devirip;

-Yalnız dediğime göre, diye cevap verdim. Dumura uğramış ifadesiyle çantasını alıp omzuyla Zümra'ya çarparak geçti. Odadan çıktığında kapıdaki toplulukta kapıyı kapatıp sessizce uzaklaştı. Hala öylece duran Zümra'ya döndüm. Elini bırakmadan;

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin